



| ve izâ kîle lehum | : ve onlara denildiği zaman |
| teâlev | : gelin |
| ilâ mâ enzele | : indirdiği şeye |
| allâhu | : Allah (cc.) |
| ve ilâ er resûli | : ve Resûl'e |
| kâlû | : dediler |
| hasbu-nâ | : bize yeter |
| mâ vecednâ | : bulduğumuz şey |
| aleyhi | : onun üzerine, üzerinde |
| âbâe-nâ | : babalarımız, atalarımız |
| e ve lev kâne | : ve olsa da mı? |
| âbâu-hum | : onların babaları, ataları |
| lâ ya'lemûne | : bilmiyorlar |
| şey'en | : bir şey |
| ve lâ yehtedûne | : ve hidayette değiller, hidayete ermediler |

