



| ve kâlet(i) | : ve dedi |
| el yahûdu | : yahudiler |
| ve en nasârâ | : ve hristiyanlar |
| nahnu | : biz |
| ebnâu allâhi | : Allâh'ın (c.c.) oğulları |
| ve ehıbbâu-hu | : ve O'nun dostları, sevdikleri |
| kul | : de, söyle |
| fe lime | : o halde niçin |
| yuazzibu-kum | : size azap ediyor |
| bi zunûbi-kum | : günahlarınızdan dolayı |
| bel entum | : hayır, siz |
| beşerun | : beşer, insan |
| mimmen (min men) halaka | : yarattığı kişilerden, yarattıklarından |
| yagfiru | : mağfiret eder, günahları sevaba çevirir |
| li men yeşâu | : dilediği kimseyi |
| ve yuazzibu | : ve azap eder |
| men yeşâu | : dilediği kimseyi |
| ve li Allâhi | : ve Allâh'ın (c.c.)dır. |
| mulku es semâvâti | : göklerin mülkü ve idaresi, |
| ve el ardı | : ve arz, yeryüzü, yer |
| ve mâ beyne-humâ | : ve ikisinin arasındakiler |
| ve ileyhi | : ve O'na |
| el masîru | : ulaşılan yer, makam, varış yeri |

