



| lekad | : andolsun |
| kefere | : kafir oldu |
| ellezîne kâlû | : ... diyenler |
| inne allâhe | : muhakkak ki Allâh (c.c.) |
| huve | : o |
| el mesîhu | : Mesih |
| ibnu meryeme | : Meryem oğlu |
| kul | : de ki |
| fe men yemliku | : o halde, öyleyse kim maliktir, kimin gücü yeter, kim mani olur? |
| min allâhi | : Allâh (c.c.)'dan |
| şey'en | : bir şey |
| in erâde | : eğer dilerse, isterse |
| en yuhlike | : helak etmeyi |
| el mesîhe | : Mesih |
| ibne meryeme | : Meryem oğlu |
| ve umme-hu | : ve onun annesi |
| ve men fî el ardı | : ve yeryüzünde bulunan kimseleri |
| cemîan | : topluca, hepsini |
| ve li Allâhi | : ve Allâh'ın (cc.) dır. |
| mulku es semâvâti | : göklerin mülkü, idaresi |
| ve el ardı | : ve yeryüzü |
| ve mâ beyne-humâ | : ve bu ikisinin arasındaki şeyler |
| yahluku mâ yeşâu | : dilediğini halk eder, yaratır |
| ve allâhu | : ve Allâh (c.c.) |
| alâ kulli şey'in | : her şeye |
| kadîrun | : kâdir, kudret sahibi |

