



| kul | : de, söyle |
| hel unebbiu-kum | : size haber vereyim mi |
| bi şerrin min zâlike | : bundan daha kötüsünü |
| mesûbeten | : kesinleşmiş bir ceza |
| inde allâhi | : Allâh'ın (cc.) katında |
| men leane-hu allâhu | : Allâh'ın (cc.) onu lanetlediği kimse |
| ve gadıbe aleyhi | : ve ona gazap, öfke duydu |
| ve ceale min-hum(u) | : ve onlardan kıldı, yaptı |
| el kıradete | : maymunlar |
| ve el hanâzîre | : ve domuzlar |
| ve abede | : ve kul oldu (kul yaptı) |
| et tâgûte | : tâgut (şeytan ve avânesi) |
| ulâike | : işte onlar |
| şerrun mekânen | : en şerli, en kötü olan mekan, yer |
| ve edallu | : ve en çok sapanlar |
| an | : ...'den |
| sevâi es sebîli | : sevvâ edilmiş (Allâh'a ulaştırmak üzere dizayn edilmiş) yol |

