



| ve mâ | : ve şey |
| efâe | : fey verdi, savaşsız elde edilen ganimetten verdi |
| allâhu | : Allah |
| alâ | : üzerine, ...e |
| resûli-hî | : onun resûlü |
| min-hum | : onlardan |
| fe mâ evceftum | : o zaman sürmediniz, koşturmadınız |
| aleyhi | : onun üzerine |
| min haylin | : atlardan |
| ve lâ | : ve değil, olmadı |
| rikâbin | : binek olarak kullanılan develer |
| ve lâkinne allâhe | : ve lâkin, fakat Allah |
| yusallitu | : musallat eder |
| rusule-hu | : onun resûlleri, kendi resûlleri |
| alâ | : üzerine |
| men | : kimse(ler) |
| yeşâu | : diler |
| ve allâhu | : ve Allah |
| alâ | : üzerine |
| kulli | : her |
| şey'in | : şey |
| kadîrun | : kaadir |

