



| ve kâlû | : ve dediler |
| mâ fî | : içindeki şey |
| butûni | : karınlar |
| hazihi el en'âmi | : bu hayvanlar |
| hâlisatun | : hastır, özeldir, aittir |
| li zukûri-nâ | : erkeklerimize ait |
| ve muharremun | : ve haramdır |
| alâ ezvâci-nâ | : zevcelerimize, eşlerimize |
| ve in yekun | : ve eğer olursa |
| meyteten | : ölü |
| fe hum | : o taktirde onlar |
| fî-hi | : onda |
| şurekâu | : ortaktırlar |
| se yeczî-him | : yakında onları cezalandıracak |
| vasfe-hum | : onların vasıflandırmaları, nitelendirmeleri |
| innehu | : muhakkak ki o |
| hakîmun | : hüküm sahibidir |
| alîmun | : en iyi bilendir |

