



| ve meryem(e) | : Meryem |
| ibnete | : kızı |
| imrâne | : imran |
| elletî | : ki o |
| ahsanet | : ahsen, en güzel idi |
| ferce-hâ | : onun iffeti |
| fe | : bu yüzden, bu sebeple |
| nefahnâ | : biz üfledik |
| fî-hi | : onun içine |
| min rûhi-nâ | : ruhumuzdan |
| ve saddakat | : ve tasdik etti |
| bi kelimâti | : sözlerini |
| rabbi-hâ | : Rabbinin |
| ve kutubi-hi | : ve onun kitaplarını |
| ve kânet | : ve idi, oldu |
| min el kânitîne | : kanitin olanlardan |

