



| em | : yoksa |
| emintum | : siz emin mi oldunuz |
| men | : kimse |
| fî es semâi | : semada, gökyüzünde |
| en yursile | : göndermek |
| aleykum | : sizin üzerinize |
| hâsıban | : (taş yağdıran) fırtına, kasırga |
| fe | : o zaman |
| se-ta'lemûne | : yakında öğreneceksiniz, bileceksiniz |
| keyfe | : nasıl |
| nezîri | : benim uyarım, uyarmam |

