



| tilke el kurâ | : ülkeler işte bunlar |
| nakussu | : anlatıyoruz |
| aleyke | : sana |
| min enbâi-hâ | : onların haberlerinden |
| ve lekad | : ve andolsun ki |
| câet-hum | : onlara geldi |
| rusulu-hum | : resûlleri |
| bi el beyyinâti | : beyineler, belgeler ile, ispat vesikaları ve mucizelerle |
| fe mâ kânû | : fakat ... olmadılar |
| li yu'minû | : îmân ederler |
| bi mâ kezzebû | : yalanladıkları şey sebebiyle |
| min kablu | : önceden, daha önce |
| kezâlike | : böylece, işte |
| yatbau allâhu | : Allah tabeder (açılamaz damga vurur), mühürler |
| alâ kulûbi | : kalplerinin üzerini |
| el kâfirîne | : inkâr edenler, kâfirler |

