



| ve ellezîne | : ve o kimseler |
| kezzebû | : yalanladılar |
| bi âyâti-nâ | : âyetlerimizi |
| ve likâi | : ve karşılaşma, kavuşma, ulaşma |
| el âhirati | : sonraki gün (hayatta iken ruhun Allah'a ulaşması günü) |
| habitat | : heba oldu, boşa gitti |
| a'mâlu-hum | : onların amelleri |
| hel yuczevne | : onlar cezalandırılır mı |
| illâ | : başka, hariç, ...den başka |
| mâ kânû | : oldukları şey |
| ya'melûne | : yapıyorlar |

