



| e ve lem yanzurû | : bakmıyorlar mı, bakmazlar mı |
| fî | : içinde, ...de, hakkında, ...a |
| melekûti | : nizam, saltanat, idare, mülkiyet, sunnetullah |
| es semâvâti | : gökler, semalar |
| ve el ardı | : ve yeryüzü |
| mâ halaka allâhu | : Allah'ın yarattığı şeyler |
| min | : ...den, ...dan |
| şey'in | : bir şey |
| ve | : ve |
| en asâ | : ihtimal olması, olasılık olması |
| en yekûne | : olması |
| kad ıkterebe | : çok yakın olmuş olan, çok yaklaşmış olan |
| ecelu-hum | : onların ecelleri |
| fe bi eyyi | : artık hangi |
| hadîsin | : söz |
| ba'de-hu | : ondan sonra (bundan sonra) |
| yu'minûne | : inanırlar (mü'min olurlar) |

