



| ve huve ellezî | : ve ... olan kişi odur |
| yursilu | : gönderir |
| er riyâha | : rüzgârları |
| buşran | : müjdeleyici olarak |
| beyne yedey | : iki eli arasında, önünde |
| rahmeti-hi | : onun rahmeti |
| hattâ | : hatta, öyle ki |
| izâ | : olduğu zaman |
| ekallet | : yüklendi |
| sehâben | : bulutlar |
| sikâlen | : ağır (ağırlık) |
| suknâ-hu | : onu sevkettik |
| li beledin | : bir beldeye |
| meyyitin | : ölü |
| fe enzel-nâ | : bu şekilde, böylece indirdik |
| bi-hi el mâe | : ona su |
| fe ahrac-nâ | : böylece, bu şekilde çıkarttık |
| bi-hî | : onunla |
| min kulli es semerâti | : bütün ürünlerden |
| kezâlike | : işte bunun gibi |
| nuhricu el mevtâ | : ölüleri çıkartırız |
| lealle-kum | : umulur ki böylece siz |
| tezekkerûne | : tezekkür edersiniz |

