Kitaptan Alıntılar...
"Tarihin değişik dönemlerindeki cahili tavırları incelerken, bu tavırların görünür şekillerinden ziyade bu tavırlara yön veren mantığı tanımalıyız. Şeytanın yön verdiği cahili sistemler, tarih boyunca müslümanlara farklı davranış biçimleriyle yaklaşmış olsalar dahi, bu farklı davranış biçimleri aynı şeytani mantıktan kaynaklanmaktadır. Değişik davranış biçimlerindeki mantık, aynı mantık olmasına rağmen bu mantığın tezahürleri farklı olabilmektedir. Mesela mum ışığının önüne tutulan bir yüzüğün, duvara yansıyan gölgesi bulunmaktadır. Bu gölge, yüzüğün muma ve duvara olan yakınlığına veya duvarın yüzeyine göre farklı şekillerde olabilir. Duvarın üzerinde değişik engebeler varsa, yüzüğün gölgesi bu engebelere göre şekil alacaktır. Farklı duvarlarda farklı bir görünüm yansıtacak olan bu gölge, aslında aynı yüzüğün gölgesidir. Yüzük aynı olmasına rağmen bu yüzüğün gölgesi yansıdığı duvarın yapısına göre değişik şekiller alabilmektedir. Yüzüğün gölgesi yansıdığı duvarın yapısına göre nasıl değişiklik gösteriyor ise, şeytani mantık da yansıdığı toplumların yapısına göre değişik görüntüler sergilemektedir. Fakat bu görüntüler farklı olsa da, bu görüntülerin kaynaklandığı mantık aynıdır. Mantık aynı olmasına rağmen bu şeytani mantıktan kaynaklanan davranış biçimleri arasında farklılıklar olabilmektedir."
"Şeytanın, Allah'ın hükmüne rağmen Adem (a.s.)'a secde etmemesini ve Allah'ın hükmüne rağmen yasak meyvenin yenilmesini dikkate aldığımız zaman, iki isyan olayının akabinde iki ayrı tavır görüyoruz. Suçu kendi nefsinde görmeyen şeytan aleyhillane ve suçu kendi nefislerinde görerek Allah'a tevbe ve istiğfarla yönelen Adem (a.s.) ve Havva validemiz. Elbette ki bu iki tavırın birisinden ictinap etmemiz, diğerini ise örnek almamız gerekmektedir. Örnek almamız gereken ve örnek alacağımız tavır ise, hiç şüphesiz ki Adem (a.s.)'ın tavrı olacaktır."
"Şeytan aleyhillane bir insana müdahale ederken, bir insanı küfre davet ederken, ikinci bir kimlikle veya ikinci bir kişilikle seslenmez. Yaşadığımız an sahip olduğumuz kişilik ne ise, şeytan aleyhillane bize bu kişilik ile yaklaşmakta ve bizi küfre davet ederken, bize yabancı olmayan bu kişilikle davet etmektedir. Bu nedenledir ki iç dünyamızda zuhur eden her isteği, her düşünceyi ve her kararı kendimizden sanmakta ve bütün bunları tahlil etmeye gerek duymadan sahip çıkabilmekteyiz. Oysa bu istek ve düşünceleri Rabbani ölçüye göre tahlil ettiğimiz zaman, bu istek ve düşüncelerden bir kısmının şeytandan kaynaklandığını müşahade edebileceğiz."
"Allah için yapılması gereken bir eylemle karşılaşıp, bu eylemi yapmaya niyetlendiğimiz zaman, iç dünyamız da şu gibi vesveseler tezahür edebilir.,"Bu işi de bana yıktılar!" veya "Bu işi benden başka yapacak insan yok muydu?"Bütün bunlar,şeytan kaynaklı vesveselerdir. Ancak bu vesveselerin şeytandan kaynaklandığını anlamak güçtür. Çünkü bu şeytani vesvese iç dünyamızda "Bu işi SENDEN başka yapacak insan yok muydu?" ifadesiyle tezahür etmiyor. Daha önce de belirttiğimiz gibi bu vesveseler, ikinci bir şahısa nisbet edilmiyor. Bu nedenle iç dünyasında "Bu işi de BANA yıktılar!" veya "Bu işi BENDEN başka yapacak insan yok muydu?" ifadeleri ile karşılaşan insan, bu gibi vesveseleri kendi düşüncesi olarak kabul edebilmektedir"
"Şeytan aleyhillane hangi yolda bulunmaktadır?" sorusuna, "Sırat ı müstakimdedir." cevabını verebiliriz.Evet,şeytan aleyhillane sırat ı müstakimde bulunmaktadır. Ancak sırat ı müstakimde bulunma gayesi Rabbimizin rızasını kazanmak için değil, bu doğru yoldaki müslümanları saptırmaya çalışmak ve onları bu yoldan uzaklaştırmak içindir. Şeytan aleyhillane doğru yolda bulunmasına rağmen, doğru yolun doğru yolcusu değildir.Nitekim zamanımızdaki şeytanın dostları da, aynı şeytani gaye ile müslümanların arasında, camilerde ve cemaatlerde bulunmaktadırlar. Gayeleri Rabbimizi hoşnut etmek değil, müslümanları saptırmaya ve doğru yoldan engellemeye çalışarak tağutu hoşnut etmektir. Ne yazık ki müslümanların bilgisizliğinden ve gafletinden faydalanarak, bu konuda önemli bir başarı gösterebilmektedirler."
"Şeytan aleyhillane sapık ve kafir ataları empoze ettiği gibi, atalarımız içersindeki salih kimseleri de, kendi çıkarlarına uygun olarak empoze etmektedir. Bu şeytani işlev yerine getirilirken, salih kimselere batıl isnatlarda bulunmakta ve bu kimselerin eserleri tahrif edilerek maksada uygun bir şekilde tanıtılmaktadır. Mesela Mesnevi'de zikredilen ve Mevlana Celaleddin Rumi'ye nisbet edilen birçok görüş, salih bir müslümana yakışmayacak görüşlerdir. Bu durumda ya Mevlana'yı sapıklıkla itham etmemiz, ya da onu salih bir müslüman kabul ederek bu gibi isnatlardan tenzih etmemiz gerekecektir. Şeytan ve dostlarının Hz.İsa (a.s.) gibi peygamberlere dahi batıl isnatlarda bulunduklarını dikkate aldığımız zaman, Mevlana Celaleddin Rumi'ye hüsnüzanla yaklaşıyor ve salih bir müslüman kabul ettiğimiz bu zatı, sözkonusu batıl isnatlardan tenzih ediyoruz.Şayet itham edilen sapık fiillerin faili ise, bu durumunu da Allah'a havale ediyoruz."
"Ökse ile kuş avlamak isteyen avcı, ökseye avlamak istediği kuşun hoşlanacağı yiyecekleri koyar. Yaşadığımız ortamda da birçok grubun kendilerine has ökseleri vardır. Bu ökselerin hepsinde, parça parça alınmış İslami gerçekler bulunmaktadır. Belli bir tevhidi şuura gelmemiş olan müslümanların, bu ökselerden kurtulabilmeleri oldukça zordur. Bu ökselere yakalanan müslümanlar, ökselerde gördükleri parça gerçekleri İslam'ın bütünü sanmakta ve diğer insanları da bulundukları ökselere davet etmektedirler!.Değişik ökselerden gelen bu davetlerde; "Biz buna çağırmakla aslında Allah'a çağırıyoruz, biz buna davet etmekle aslında İslam'a davet ediyoruz" denilmektedir. Oysa ki İslami davetin bu şekilde ikiyüzlülüğe, bu şekilde zikzaklı yollara hiçbir ihtiyacı yoktur."
Mehmed ALAGAŞ
Eyyüp 18-05-2014 03:41 #553 | S.a şu an bu kitabınızı okuyorum ve diğer kitaplarınızıda okumaya niyetlendim okur yaşayanlar dileğiyle kolay gelsin... |
Tuğrul Güvenç 23-11-2013 00:45 #43 | sa ................ insandergisi.com : Sayın Tuğrul GÜVENÇ! Yorumunuz ve nazik üslubunuzdan dolayı teşekkür eder, Mesaj ve yorumlarda "MERHABA" makalesinde önemle altı çizilmiş olan kriterleri gözettiğimizi bildirmek isteriz. Bu prensibimize saygı duyacağınızı umarak sizi selamlıyoruz! |