



| e lâ | : öyle değil mi |
| inne | : muhakkak |
| lillâhi (li allâhi) | : Allah'ındır |
| men | : kimse, kim |
| fî es semâvâti | : göklerde, semalarda |
| ve men | : ve kimse, kim |
| fî el ardı | : yerde |
| ve mâ yettebiu | : ve tâbî olmaz |
| ellezîne yed'ûne | : dua eden kimseler |
| min dûni allâhi | : Allah'tan başkasına |
| şûrekâe | : şirk koştukları, ortaklar |
| in | : eğer |
| yettebiûne | : tâbî olurlar |
| illâ ez zanne | : ancak, yalnız, sadece zan |
| ve in | : ve eğer |
| hum | : onlar |
| illâ | : ancak, sadece |
| yahrusûne | : sadece tahminde bulunurlar, yalan uydururlar |

