



| ve lekad | : ve andolsun ki |
| erselnâ | : biz gönderdik |
| mûsâ | : Musa |
| bi âyâti-nâ | : âyetlerimizle, mucizelerimizle, delillerimizle |
| en ahric | : çıkarmak |
| kavme-ke | : senin kavmin |
| min ez zulumâti | : karanlıklardan |
| ilâ en nûri | : nura |
| ve zekkir-hum | : ve onlara hatırlat, onları zikrettir |
| bi eyyâmi allâhi | : Allah'ın günlerini |
| inne | : muhakkak |
| fî zâlike | : bunda |
| le âyâtin | : elbette âyetler vardır |
| li kulli | : hepsi için |
| sabbârin | : sabredenler |
| şekûrin | : şükredenler |

