



| ve mâ erselnâ | : ve biz göndermedik |
| min resûlin | : resûlden (resûl olarak) |
| illâ | : ancak, dışında |
| bi lisâni | : lisanı ile |
| kavmi-hi | : onun kavmi |
| li yubeyyine | : anlatması için, beyan etsin diye |
| lehum | : onlara |
| fe | : artık, bundan sonra |
| yudillu allâhu | : Allah dalâlette bırakır |
| men yeşâu | : dilediği kimseyi |
| ve yehdî | : ve hidayete erdirir, ulaştırır |
| men yeşâu | : dilediği kimseyi |
| ve huve | : ve o |
| el azîzu | : izzet sahibi, azîz olandır |
| el hakîmu | : hikmet sahibidir, hüküm sahibidir |

