



| e ve lem yerev | : ve onlar görmüyorlar mı |
| ennallâhellezî | : o Allah ki, onun olduğunu |
| halaka es semâvâti | : semaları yarattı |
| ve el arda | : ve yeryüzü, arz |
| kâdirun | : kaadir olan, gücü yeten |
| alâ | : üzerine, ...e |
| en yahluka | : yaratmak |
| misle-hum | : onların benzerini, bir mislini daha |
| ve ceale | : ve kıldı, yaptı |
| lehum | : onlara, onlar için |
| ecelen | : bir süre, bir ecel, belli bir zaman dilimi |
| lâ reybe | : şüphe yoktur |
| fî-hi | : onda |
| fe ebâ | : buna rağmen direttiler, dayattılar |
| ez zalimûne | : zulmedenler |
| illâ | : sadece, ancak, yalnız |
| kufûren | : inkâr ederek |

