



| kûlû | : deyin, söyleyin |
| âmennâ | : biz îmân ettik |
| billâhi (bi allâhi) | : Allah'a |
| ve mâ unzile | : ve indirilene (indirilen şeye) |
| ileynâ | : bize |
| ve mâ unzile | : ve indirilene (indirilen şeye) |
| ilâ ibrâhîme | : İbrâhîm'e |
| ve ismâîle | : ve İsmail |
| ve ishâka | : ve İshak |
| ve ya'kûbe | : ve Yâkub |
| ve el esbâtı | : ve torunları |
| ve mâ ûtiye | : ve verilene (verilen şeye) |
| mûsâ | : Musa |
| ve isâ | : ve İsa |
| ve mâ utiye | : ve verilene (verilen şeye) |
| en nebiyyûne | : nebîler, peygamberler |
| min rabbi-him | : Rab'leri tarafından |
| lâ nuferriku | : fark gözetmeyiz, ayırım yapmayız 19 - beyne |
| ehadin | : biri, birisi |
| min-hum | : onlardan |
| ve nahnu | : ve biz |
| lehu | : onu, ona |
| muslimûne | : teslim olanlar |

