



| allâhu | : Allah |
| velîyyu | : dost |
| ellezîne | : onlar |
| âmenû | : âmenû oldular (Allah'a ulaşmayı dilediler), îmân ettiler |
| yuhricu-hum | : onları çıkarır |
| min ez zulumâti | : zulmetten, karanlıklardan |
| ilâ en nûri | : nura, aydınlığa |
| ve ellezîne | : ve onlar |
| keferû | : inkâr ettiler |
| evliyâu-hum | : onların dostları |
| et tagûtu | : tagut, şeytan ve avanesi, insan ve cin şeytanlar |
| yuhricûne-hum | : onları çıkarırlar |
| min en nûri | : nurdan, aydınlıktan |
| ilâ ez zulumâti | : zulmete, karanlıklara |
| ulâike | : işte onlar |
| ashâbu | : halk, ehli |
| en nâri | : ateş |
| hum | : onlar |
| fî-hâ | : orada |
| hâlidûne | : ebedî kalacak olanlar |

