



| fe in | : o zaman, bundan sonra eğer |
| tevellev | : dönerler |
| fe kul | : o zaman de |
| âzentu-kum | : size ilân ettim, bildirdim |
| alâ sevâin | : eşitlik üzere, eşit olarak |
| ve in edrî | : ve eğer bilseydim (bilmiyorum) |
| e karîbun | : yakın mı |
| em | : yoksa, veya |
| baîdun | : uzak |
| mâ | : şey |
| tûadûne | : vaadolundunuz |

