



| fe kâle | : böylece, bunun üzerine dedi |
| el meleu | : halk, eşraf, ileri gelenler |
| ellezîne keferû | : inkâr edenler, kâfir olanlar |
| min kavmi-hi | : onun kavminden |
| mâ | : şey |
| hâzâ | : bu |
| illâ | : sadece, dan başka |
| beşerun | : beşer, insan |
| mıslu-kum | : sizin gibi |
| yurîdu | : diliyor, istiyor |
| en yetefaddale | : üstün olmak, hükmetmek |
| aleykum | : sizin üzerinize, size |
| ve lev | : ve eğer |
| şâallâhu (şâe allâhu) | : Allah diledi |
| le enzele | : mutlaka indirirdi |
| melâiketen | : melekler |
| mâ semi'nâ | : işitmedik |
| bi hâzâ fî | : bunun hakkında |
| âbâine el evvelîne | : evvelki babalarımız, atalarımız |

