



| vaadallâhu (vaade allâhu) | : Allah vaadetti |
| ellezîne amenû | : Allah'a ulaşmayı dileyenler, âmenû olanlar |
| min-kum | : sizden |
| ve amilû es sâlihâti | : ve salih amel (nefs tezkiyesi) işlediler |
| le yestahlifenne-hum | : onları mutlaka halife tayin edecek |
| fî el ardı | : yeryüzünde |
| kemestahlefellezîne (kemâ istahlefe ellezîne) | : halife tayin ettiğimiz kimseler gibi |
| min kabli-him | : onlardan önce |
| ve le yumekkinenne | : ve mutlaka sağlamlaştıracak |
| lehum | : onlara, onlar için |
| dîne-hum | : onların dîni |
| ellezî irtedâ | : ki onu seçti, razı oldu, hoşnut oldu |
| lehum | : onlar için, onlara |
| ve le yubeddilenne-hum | : ve onlara mutlaka çevirecek |
| min ba'di | : sonra |
| havfi-him | : (onların) korkuları |
| emnen | : emniyet, güven |
| ya'budûne-nî | : bana kul olurlar |
| lâ yuşrikûne | : şirk koşmazlar |
| bî şey'en | : bir şeyi |
| ve men | : ve kim |
| kefere | : örttü, inkâr etti |
| ba'de | : sonra |
| zâlike | : bu |
| fe ulâike | : işte onlar |
| hum | : onlar |
| el fâsikûne | : fasıklar |

