



| emmellezîne (emmâ ellezîne) | : fakat onlar |
| fesekû | : fasıklık yaptılar |
| fe me'vâ-hum | : onların barınma yeri, varacağı yer |
| en nâru | : ateş |
| kulle mâ | : her defa |
| erâdû | : istediler |
| en yahrucû | : çıkmak |
| min-hâ | : oradan |
| uîdû | : iade edildiler, geri çevrildiler |
| fî-hâ | : oraya |
| ve kîle | : ve denir |
| lehum | : onlara |
| zûkû | : tadın |
| azâbe | : azabı |
| en nâri ellezî | : o ateş ki |
| kuntum | : siz oldunuz |
| bihî | : onu |
| tukezzibûne | : tekzip ediyorsunuz, yalanlıyorsunuz |

