Eski Masaüstü Görünüm

Yazıtlar Neyi Gösteriyor?


Selamaleykum.
Mehmed hocam bazı çevrelerce Sümer yazıtlarında yer alan ve semavi bilgilerle de uyuşan bazı anlatımlardan hareket edilerek, insanın yaratılışı Anunnaki'lere nisbet ediliyor. Benim rahatsızlığım müslümanım diyen çevrelerin de evrimle beraber bu anlatımlarda da bulunmaya başlamalarıdır. Siz böylesi yazıtlar hakkında ne diyorsunuz?

Bir de daha önce anlayamadığınızı söylediğiniz Hac 15 ayeti hakkında bir ilerleme var mı?

İnşirah MELAL

Ve aleykümselam

Bu saçmalıkları bizler de izliyoruz İnşirah kardeşim. İnternete girdiğimizde bilip-bilmeyen herkesin konuştuğunu, günümüz insanlarının yoğun bir bilgi bombardımanı ile karşılaştığını görüyoruz. İşin tuhaf tarafı birçok düzlemde sorulması gereken hak sorular sorulurken, bu hak sorulara verilen hak cevaplarla karşılaşamıyoruz. Anlatılanları tahkik etme durumunda olmayan insan zihinleri bu batıl yorumlarla doldurulmakta ve hak cevabı arama kaygısını da yitirmektedir. Ne de olsa artık herşeyi anlamış ve yaratılış sırrına vakıf olmuştur!.

Bilimsellik adına yapılan bu bilgi bombardımanından müslümanlar da etkilenmekte, savrulmamak ve Kur'an'ı daha iyi anlayabilmek için hangi hocayı dinlemeleri gerektiğini bilmemektedirler. Bir zamanlar tevhidi savunan hocalarından bir kısmı laikliği ve demokrasiyi savunurken, bir kısmı hadisleri tümden reddetmekte, bir kısmı evrimi kabul etmekte ve Mehmed Alagaş abileri de iki deniz arasından, uçan çanakların Süleyman (a.s.)'a ait olduğundan, ye'cuc ve me'cucun yaşadığımız zaman dilimine kadar henüz çıkmadığından, çıktığında zamanda seyahat yapabilen Zülkarneyn (a.s.)'ın gelerek seddi yapacağından.... vs. bahsetmekte ve bütün bunları ayetlere nisbet etmektedir!. Bu müslümanların yerinde siz de olsanız kafanız karaşır ve kimi dinleyeceğinizi şaşırırsınız değil mi? Ne diyelim Allah yar ve yardımcınız olsun, siz şaşırmış müslümanları sapmaktan muhafaza etsin.

Sorunda belirttiğin bazı yorumlara gelince.,
Yaratılışı Yaratıcı'nın kitabından öğrenmek istemeyen çevreler, bilimsellik adına yazıtlara yönelmekte ve fikri mesailerini onlar üzerine yoğunlaştırarak kendilerince teoriler üretmektedirler. Getirdikleri teorilere bakılırsa şeytani maksatları açıkça görülmekte, semavi dinlerin kaynağını böylesi yazıtlara nisbet etmektedirler. Getirdikleri deliller de bu yazıtlardaki bazı anlatımların, semavi kitablardaki anlatımlarla benzerlik taşımasıymış!.

Ne diyelim, ufkumuzu açtılar!.
Sanki bizler eski toplumlara peygamberler gönderilmemiş, onlara birçok İlahi hakikat bildirilmemiş diyoruz. Elbetteki onlara da peygamberler gönderilmiş, hak gerçekler bildirilmiştir. O yazıtlarda görmemiz gereken gerçek, hak bilgilerin batıl ile nasıl karıştırıldığıdır. Bu gerçekliği görerek o yazıtlardaki doğru bilgiler Allah'ın geçmiş dönemlerdeki vahyine nisbet edileceğine, bunlardan hareket edilerek sonraki semavi kitablar bu yazıtlara nisbet edilmektedir.

Hakka karşı körlükte ısrar eden hiç kimsenin gözünü neşterle açma durumunda değiliz. Bu dünya hayatında Allah'ı gözardı etmekte inatla ısrar eden çevreler, cehennemi göz ardı etmesinler çünkü "Yok" deseler de "Yok" dedikleri o cehenneme gireceklerdir.

Fasık olanlar (yoldan çıkanlar) ise onların da (ağırlanıp) barınacakları yer ateştir. Oradan (her) çıkmak istediklerinde oraya geri çevrilirler ve kendilerine "Yalanlamakta olduğunuz (yok dediğiniz) ateşin azabını tadın" denilir. (32-Secde 20)

Tabi ki bizler yine onları ikaz etmeye ve onları hidayete çağırmaya devam ediyoruz. Hac 15 ayetine gelince Rabbimizin lutfuyla anladığımızı düşünüyoruz.

Dua ile..

20 Eylül 2018
Mehmed ALAGAŞ



Yorum Yap


Yorumlar yeniden eskiye doğru sıralanmıştır.
Sıralamayı çevirmek için tıklayınız.

Mehmed Alagaş
04-11-2018 15:23
#3390
Ve aleykümselam

Fatma kardeşim yorumun yayınlanmasını takdirden bilmesek ve rahatsız olsak tabi ki kaldırırdık. Fakat gördüğün gibi hayırlısı olsun diyerek devam ettik. Ye’cuc me’cucun dünyaya salacağı dehşeti yeterince anlamamış olacaksın ki, öyle bir ortamda siyonist şeytani aklın Zülkarneyn (a.s.)’ı öldürmeye teşebbüs edebileceğini düşünüyorsun. Ağır olmanı ve Kurani hakikatleri realize ederken acele etmemeni tavsiye ediyoruz.

Mahmud kardeşim, şeytani üst akılın Kuran’a göre genel tanımını anlamak istersen “Şeytan ve Dostları” kitabını dikkatlice okuyabilirsin.

Mustafa kardeşim, ruhun ne olduğunu bilmeden bu ruhun dünyada tekamülünden bahsediyorsun. Menşei yani kaynağı İlahi olan Ruh dünyada tekamül etmediği ve tekamüle ihtiyacı olmadığı gibi ahirette de hesaba çekilip-cezalandırılmayacaktır. Ruh bizlerin yanlıştan uzaklaşması, doğruya yönelmesi için Rabbimizin lutfu olan bir rahmet kaynağıdır. Hiçbir insanda kötü ruh yoktur. Kötü diye nitelendirilen şey, ruhu arka planda bırakan nefsi istekler ve isyanlardır. Nitekim hesaba çekilecek olan da budur. 

Mustafa Karagöz
04-11-2018 14:35
#3389
Merhabalar,

Bizlerdeki kusursuz Ruhlar neden dünya gibi kusurlar ile dolu bir yerde tekamül etme ihtiyacı duydu, Bu nedene ışık tutabilecek bir ayete rastlayamadım. Kusursuz olan neden böyle bir ihtiyaç duyuyor. İlginize teşekkür ederim, sevgi ve dua ile kalınız.
Mahmut Uçak
04-11-2018 14:31
#3388
Selamünaleyküm.

Ben Allah'ın izniyle gaflettin farkına vardım. Rabbani yol ile yeni tanıştım(3-4 yıl). ve bu yola yine Allahın izni ve lutfu ile sımsıkı sarılarak Rabbimden ayaklarımızı sıratı mustakimde sabit kılma duasındayım. Rabbim tüm inananları hak üzere birleştirsin. tabi durum böyle olunca bir çok şeyin eksikliğini yaşıyorum. ve tamamlamaya çabalıyorum. zamanın hengame ve sıkıntıları da göz önünde bulundurulduğunda bunların çarçabuk hatta belki de hiç bir zaman istenilen seviyeye gelmeyeceği aşikardır. hal böyle olunca bazı şeyleri takip etmeye zaman bulamıyorum örneğin şeytani üst akıl filan bunlar neyin peşindedir. Mehmet abinin kitap serisini okudum. başka da okuduklarım var. acaba diyorum Mehmet abi özellikle ve öncelikli olarak okunması gereken
bir tavsiye kitap listesi paylaşabilir mi?
sitedeki yorumlarda şeytani üst akıl dan sık bahsediliyor. özellikle bu konuda yol gösterici aydınlatıcı bir kitap site vs. önerebilir mi?
Allah hakkınızda ve hakkımızda hayırlı kılsın
Fatma Ceren
03-11-2018 16:56
#3385
Selam

Yorumun yayınlanmasında bir rahatsızlık hissedildiyse geri silinebilirdi. Ama takdir denen şeyin önüne geçilmeyeceğini düşünüyorum.

Bir hususu ise düzeltmem lazım; bana özelden yazılan açıklamayı buraya taşımadım. Bu açıklamadan cesaret alarak, inşirah kardeş ve diğer yorumcular gibi çalışmalarımda geldiğim noktada şahsi yorumumu paylaştım. Çünkü yecuc mecuc dönemiyle bağdaştırdığım bir ayet.

Sn.Alagaş'ın açıklamasına teşekkür ediyor ancak "...yecuc ve mecucdan önce gerçekleşecektir..." ifadesini çok genel bulduğumu söylemek istiyorum. "Ne kadar önce? Hep mi? Bir şey mi olacak bu ayet onlara hitap addedilecek?" gibi boşluklar oluştu bende. Üstelik Zülkarneyn'e kendilerinin bile muhtaç duruma düşmeleri onu öldürmelerinin önünde bir engel değil ki. Zülkarneyn a.s. için değil kendileri için zamanı geri alamayacaklarından, Onunla dünyada kesişeceklerini bildikleri zaman dilimi öldürmek için tek fırsattır. Ve Ondan faydalanıp öldürmek zaten siyonist zihniyetle bağdaşan bir hareket, diye düşünüyorum. Allahualem.
İnşirah Melal
02-11-2018 01:39
#3380
Selamaleykum

Değerli hocam,
Hac 15 ayetiyle ilgili anladıklarınızı nasib olursa bizlerle paylaşacağınızı biliyor ve bekliyorum dediğimde bizlere iki ipucu verdiniz. Bu iki ipucuyla "O" nun Süleyman (as) olduğu kanaatim oldukça güçlenmişti. Bu kanaate varmamın özellikle de "Süleyman (a.s.)'ın Rüzgarla Seyahati?" başlığı altında yaptığımız değerlendirmelerin oldukça katkısı olduğunu da bilmenizi isterim. Zira hem kitaplarınızda hemde sitedeki muhtelif bölümlerde defalarca işaret ettiğiniz Hac 15 ayetini o zamanlarda da anlamaya çalışmış lakin mutmainlik veren bir anlama ulaşamamıştım.. 

İpuçlarınızla yürüdüğüm yolda attığım her adım beni biraz daha tatmin etse de "..35-40 yıl sonra Rabbimizin hidayetiyle anlayabildiğimiz..." ifadenizden dolayı daha sabırlı olup iyice emin olmam gerektiğini düşünerek araştırmaya ve tefekkür etmeye devam ediyordum.

Gerekçeleriyle birlikte kullandığınız "Süleyman (a.s.)’ın yaşadığı zaman dilimiyle bağını kesebilirlerse, " ifadesi taşları yerine oturttu hocam.. 

Gerek birlikte değerlendirelim bölümü gerekse bu başlık sebebiyle yaptığım araştırmalar sırasında sorduğum sorular öyle yeni soruları doğuruyor ki artık ilk sorum hep aynı; "Hangi soru daha önemli ve öncelikli?" Sonra siz bir soruya cevap veriyorsunuz ama nasıl ki sorular soruları doğuruyor, cevaplar da cevapları doğurup birçok taşı yerine oturtuveriyor..

Siyonist şeytani üstaklın Süleyman(as)'ın kendi zamanıyla bağını kesebilmeleri için gösterecekleri çabalar elbetteki beyhudedir. Zira istedikleri teknolojilerle, istedikleri en ileri cihazları yapsınlar, sadece ve sadece Süleyman (as.)'ın emrine verilmiş rüzgara ve ilme sahip olmadıkça o cihazların-sebeplerin hiçbir hükmü olmayacak ve "..Kin ve öfkenizle ölün..." (3-Âl-i İmrân 119) hitabını duyup yaşayacaklar biiznillah.

Hocam daha sindirmem gereken birçok mesele var, lakin zikrettiğiniz için "demir" meselesi hakkında bizlerle paylaşacağınız birşeyler var mı diye sormadan edemiyorum...?

Rabbim sizlerden de sizden öncekilerden de razı olsun.. Yolumuzu, ufkumuzu açıyorsunuz elhamdulillah..

Bugün bizler neyi ne kadar anlar, üstüne ne koyar ne kadar yol alırız bilmiyorum, lakin tarihe TARİHİ BİR NOT düşüyorsunuz..
Sabredin hocam.. Rabbim sabrınızı arttırsın.

Mehmed Alagaş
01-11-2018 22:19
#3379
Ve aleykümselam

Fatma kardeşim kendisine özelden yazdığımız kısa bir açıklamayı buraya taşımış ve sitedeki arkadaşlar da bize sormaya gerek duymadan yayınlamışlar. Bu meseleyi şimdilik açıklama gereği duymamamızın nedeni, şimdiye kadar açıkladığımız birçok önemli ayetin gündemde garip kaldığını gördüğümüz içindi. Paylaşmadan önce kalbimize okyanus genişliğinde gelen bir çok İlahi gerçek, paylaştıktan sonra anlam itibariyle daha da büyümesi gerekirken ne yazık ki göle dönüştü!.Herneyse bu gelişmeyi de İlahi takdirden bilerek şimdi açıklamayı düşünmediğimiz soruya kısmi bir açıklık getirelim.

Hepimizin bildiği gibi siyonist şeytani zihniyet Süleyman (a.s.)’ı Allah’ın yardımına mazhar bir peygamber olarak kabul etmemekte ve onun yaptığı sıra dışı işleri Harut ve Marut’tan öğrenilen sihire bağlamaktadırlar. Zaten bu nedenledir ki sümme haşa ilk mason olarak kabul ettikleri Süleyman (a.s.)’a ait gizli bilgilerin peşinden koştururlarken, Allah’a kulluğa ait semavi bilgilerin değil kişiyi küfre sürükleyen sihir ve büyüyü elde etmek istemektedirler. Çünkü büyüye ait bu bilgiler ile Süleyman (a.s.)’ın gerçekleştirdiği sıra dışı işleri yapabileceklerini sanmaktadırlar!.

Bizler Kur’an-ı Kerim’i incelediğimiz zaman Allah’ın salih bir kulu ve peygamberi olan Süleyman (a.s.)’ın yaptığı sıra dışı işlerin ve bütün seyahatlerinin büyüye değil ilme dayandığını görüyoruz. Nitekim büyük havuz büyüklüğündeki çanaklar, yerinden sökülemeyen kazanlar, yaptığı bu seyahatlerin gerekli araçlarıydı. Havuz büyüklüğündeki çanaklarla kendi zamanında çok büyük hızlarda seyahat edebildiği gibi yerinden sökülemeyen kazanlarda iç içe mekansal dönmelerle elde ettiği çok yüksek hızlarla kendi zamanının dışına çıkabiliyor ve zamanda da seyahat edebiliyordu.

Burada şu soruyu sorabiliriz.,
Piri Reis haritasında belirtildiği gibi zamanda buzul dönemine veya güneşin körelip-batacağı kıyametten öncesine gidebilen Süleyman (a.s.), gittiği her hangi bir zaman diliminde ölseydi veya öldürülseydi ne olurdu? Elbetteki kendi zamanına dönemeyecek ve kendi zamanı ile bütün ilişkisi kesilmiş olacaktı. Peki böyle bir şey olmuş mudur? Tabi ki olmamıştır. Çünkü Kur’an’ın beyanına göre Süleyman (a.s.) yaptığı bütün seyahatlerden sonra kendi zamanına salimen dönmüş ve ayetlerle sabit olduğu üzere kendi zamanında ve asasına dayalı bir şekilde ölmüştür.

Bizler tarihin değişik zamanlarında gökte müşahhas olarak görülen uçan çanakları dikkate aldığımız zaman Süleyman (a.s.)’ın tarihin değişik dönemlerine gittiğini ve yaşadığımız ahir zamana da ilgisiz olmadığını anlıyor ve bu zaman diliminde de gökte görüldüğünü ve Nasa’nın örtmesine rağmen herkes tarafından görüleceğini de biliyoruz. Elbetteki mesele açıklık kazandığı zaman bu olay uzaylılar masalına nisbet edilmeyecek ve Kur’an-ı Kerim’in “Bu gördüğünüz Süleyman’dır, Zülkarneyn’dir” hitabı çok daha anlaşılır olacaktır.

Bu söylediklerimiz Fatma kardeşimizin zannettiği gibi yecuc ve mecuc çıktıktan sonra değil ondan önce gerçekleşecektir. Çünkü yecuc ve mecuc çıktıktan sonra siyonist üst akıl da dahil olmak üzere tüm bir insanlık acizlik içinde olacak ve bu acizlikle Zülkarneyn (a.s.)’dan yardım isteyeceklerdir. Hac 15 de belirtilen olay ise yecuc ve mecuc çıkmadan önce yaşanacak bir olaydır. Bu dönemde hala kendisini bir şey zanneden şeytani üst akıl gökte görülen gerçeklikten ve Kur’an-ı Kerim’in “Bu gördüğünüz Süleyman’dır, Zülkarneyn’dir” hitabından hiç hoşlanmayacak ve insanlık üzerine yaptıkları planları alt üst eden bu duruma öfkeleneceklerdir. İşte bu durumda şanı yüce Rabbimiz insanlara ilahlık taslayan bu cüceleri meydana davet etmekte ve onlara “Süleyman’a, Zülkarneyn’e yardım etmeyeceğimizi sanıyorsanız elinizden geleni yapın” buyurmaktadır.

“Kim Allah'ın ona dünyada ve ahirette kesin olarak yardım etmeyeceğini sanıyorsa, durmaksızın göğe bir sebeb uzatsın sonra kesiversin de bir bakıversin, kurduğu hileli-düzen onun öfkesini giderebilecek mi? (22-Hacc 15)”

Günümüz bilim ve teknolojisine sahip olan şeytani üst akıl göğe gönderdiği sebeb ile bunu başarabilir ve Süleyman (a.s.)’ın yaşadığı zaman dilimiyle bağını kesebilirlerse, hem Süleyman (a.s.)’ın Allah’ın yardımına mazhar bir peygamber olmadığını, hem de inanmadıkları Kur’an’ın bizlere verdiği haberin yanlış olduğunu isbat ederek öfkelerini giderebileceklerdir.

Peki, buna güçleri yetecek mi?
Buna güçlerinin yetmeyeceğini, yecuc ve mecuc çıktıktan sonra da Allah’ın demiri eriterek sed yapacak olan Süleyman (a.s.)’a gayb ile yardım edeceğini yine Kur’an-ı Kerim bildirmektedir.,

“Andolsun ki Biz resullerimizi apaçık belgelerle gönderdik ve insanlar adaleti ayakta tutsunlar diye onlarla birlikte Kitab'ı ve mizanı (ölçüyü-tartıyı) indirdik. Biz demiri de indirdik ki onda büyük bir kuvvet ve insanlar için faydalar vardır. (Böylece) Allah O'na ve resullerine gayb ile (görmedikleri halde) kimlerin yardım edeceğini bilsin (ortaya çıkarsın). Şüphesiz Allah Kavi'dir (her kuvvetin gerçek Sahibidir), Aziz'dir (üstün ve güçlü olandır). (57-Hadid 25)”

Bu ayetteki “Biz demiri de indirdik ki onda büyük bir kuvvet ve insanlar için faydalar vardır” beyanından sonra gelen O’na kelimesi, demiri günümüz bilimselliğinden çok daha iyi tanıyan Süleyman (a.s.)’a işaret etmektedir. Hani şeytani üst aklın peşine düştüğü Süleyman (a.s.)!. Oysa bilmiyorlar ki Süleyman (a.s.) da onların peşinde..
Dua ile..
Fatma Ceren
31-10-2018 17:34
#3376
Hacc 15

Selamun aleyküm Değerli Mehmed Abi,

Diğer arkadaşlar gibi ben de Hacc 15'i epeydir düşünüyor ve Kur'an bütününde araştırıyorum. Allahualem ile başlıyor, yorumunuzu yönlendirmenizi Allah'tan umuyorum.

“Kim Allah'ın ona dünyada ve ahirette kesin olarak yardım etmeyeceğini sanıyorsa, durmaksızın göğe bir sebeb uzatsın sonra kesiversin de bir bakıversin, kurduğu hileli-düzen onun öfkesini giderebilecek mi? (22-Hacc 15)”

Burada bir meydan okuma var. Meydan okunan kişi ve kişiler, sizin "Süleyman(a.s.)'ın Seyahatleri" bölümünde uzun ve geniş açıkladığınız, hatta bizim bi ara bu konu nereye gidiyor diye yanlışlıkla sitem ettiğimiz, siyonistler.

"Ona" diye kastedilen Zülkarneyn ya da Süleyman(a.s.).

Kesiverin dediği de, onu kesiverin öldürüverin... Bu ayetin özelde hitap ettiği dönem ise; siyonistlerin direkt ilişkisi olduğunu düşündüğüm Yecuc/mecuc dönemi... Zira Zülkarneyn seddi yapamasın da istedikleri fitne dünyaya hakim olsun diye, onu öldürüvermek için devamlı fırsat kollayacaklar. Hatta Kehf 95'te Zülkarneynin tevekkülünü, onu öldürmek isteyen bu batıl zihniyete bir meydan okuma; Hacc 15'i de Rabbisinin bu tevekküle mukabil desteği ve meydan okuması şeklinde anlıyorum.

Doğruyu ancak Allah bilir.
Mehmed Alagaş
24-09-2018 22:44
#3337
Ve aleykümselam

Sizden de Allah razı olsun Talha kardeşim. Dünya insanlarının küresel denilen düz bir beşik içinde sallandığını ve bilgisel motifli masallarla uyutulduğunu görüyoruz. Bizi en çok hüzünlendiren husus bu küfri masallara müslümanız diyen çevrelerin de nefes vermesidir. “Son nefesleri olsun İnşaallah” demiyor ve bu şaşkınları kendilerini nisbet ettikleri Kur’an’a, Kur’an’ı Kur’an’dan anlamaya davet ediyoruz. 15 asır önce nazil olan birçok ayetin tecellisiyle beyyineler gelmedikçe, bir çok yöne savrulmuş bu ümmetin nasıl bir araya gelebileceğini hiç düşünemiyor ve bu nedenle söz konusu ayetlere önemle dikkat çekiyoruz.

Hac 15 ayetini beklediğinizi söylüyorsunuz. Biz ise 35-40 yıl sonra Rabbimizin hidayetiyle anlayabildiğimiz bu ayetin heyacanını yaşamamıza rağmen bu gerçekleri genel düzlemde paylaşmamızın şimdilik haklı gerekçelerinin olduğunu düşünmüyoruz.Yine de anlamaya çalışacak olanların yollarını yeterince açacak iki önemli ipucu verebiliriz. Ayet meali şöyleydi.,  

“Kim Allah'ın ona dünyada ve ahirette kesin olarak yardım etmeyeceğini sanıyorsa, durmaksızın göğe bir sebeb uzatsın sonra kesiversin de bir bakıversin, kurduğu hileli-düzen onun öfkesini giderebilecek mi? (22-Hacc 15)”

Ayetteki iki büyük kilit “ona” ve “kessin” kelimeleridir. “O” kimdir ve daha da önemlisi “kesilecek” olan nedir? Bu soruların cevabını Kur’an’da araştırdığınız zaman ilgili ayetlerle karşılaşacak, onun kim olduğunu anlayacağınız gibi kesilecek olan şeyin de ne olduğunu anlayacak ve bu ayetin muhatab aldığı bilim ve teknoloji çevrelerinin acizliklerinin gözler önüne serileceğini ayetlerle anlayacaksınız. Anlayamazsanız da Allah ömür verirse göreceksiniz.

Dua ile..
Talha
22-09-2018 13:25
#3336
SELAMUN ALEYKUM

Açıklamalardan ötürü Allah razı olsun... Daha önce de belirttiğim gibi rivayet kültürüne bunca hassasiyetlerine rağmen bilime olan teslimiyetlerini anlayabilmek ve hüsnü zan beslemek maalesef mümkün gözükmüyor...
Rabbimiz herbirimizi mustagim olan yolda buluştursun.
Hac suresi 15. Ayetide beklemekteyiz amca...
Bekir Ziya
21-09-2018 22:22
#3334
Esselamü Aleyküm

Sayın İnşirah Melal, sordugunuz Hacc 15'i ben de Mehmet Abi'ye sormuş ve cevabını alamamıştım. Sanırım Kur'an bütünlügünde bir degerlendirmesi vardı ama henüz tam emin olmadıgı ya da bir çok konuda oldugu gibi bunda da meseleyi anlayamayacagımızdan çekindigi için net bir cevap vermemişti. Fakat yanlış hatırlamıyorsam "Birlikte Degerlendirelim"lerden birinde o ayeti kısaca açıklamıştı. Kısa ama benim için son derece derin ve ikna edici bir açıklamaydı.
İnşirah Melal
21-09-2018 01:07
#3332
Selamaleykum

Eyvallah hocam..
Ve elhamdulillah ki neye ya da kime inanacağımızın şaşkınlığını değil, rivayetlere azami şüphe ile yaklaşıp, (sözde) bilimsel verilerden asgari ölçüde dahi şüphe duymayanları görmenin hayretini yaşıyoruz.. Daha doğrusu yaşıyordum. Zira zaman geçtikçe bu hayretimi de yitiriyorum.

Elbetteki tarihi bulgular ve bilimsel veriler önemlidir. Lakin Allah aşkına bu verilere ve bulgulara yüklenen anlamları, kimler hangi maksatla yüklüyor sorusu önemli değil midir? "KÜFÜR" kavramının "ÖRTMEK" gibi bir anlamı olduğuna inanan insanların önlerine konulan her bilgi ve bulguyu "yüklenilen anlamlarıyla birlikte" olduğu gibi kabul etmeleri ve bir hakikatin örtülmeye çalışıldığı ihtimalini hiç düşünmemeleri tuhaf değil midir?

Varsın birileri bu yazıtlardaki bazı anlatımların, semavi kitablardaki anlatımlarla MÜTEŞABİH olduğunu delil göstererek kitapları yazıtlara nisbet etsinler..! Etsinler dee.. Bari kendisini İslama nisbet edip bu meseleleri gündemlerine alanlar mesailerini öncelikle Al-i İmran-7 yi anlamaya harcasınlar da, bu ayetin medlûlü olmasınlar..!

Allah razı olsun hocam, cevabınız için teşekkür ediyorum.
Hac 15 ayetinden anladıklarınızı da nasib olursa bizlerle paylaşacağınızı biliyor ve bekliyorum. Selam ve dua ile..



Güvenlik Kodu (*)
İşlemin sonucunu aşağıya yazınız : 39 çarpı 2 = ?


(*) Zorunlu

LÜTFEN DİKKAT:
IP numaranız kaydedilmektedir. Yorumlarınız sebebiyle ilgili kişi ve kurumların yasal işlemler başlatabileceğini unutmayınız. Aşağıdaki sebeplerle yorumlarınız onaylanmayacaktır.
  • Küfür, hakaret, tehdit, rencide edici ifadeler
  • İnançlara saldırı
  • Büyük harflerle yazılmış cümleler