Merhaba, Bu ayetin (Enbiya - 112.) tercumelerini arastirirken "(Muhammed veya Allah'in resulu) Dedi ki" gibi meallerle karsilastim. Sorum su; Kur'an Allah tarafindan Cebrail a.s vasitasiyla Hz. Muhammed'e, O'nun vasitasi ile de insanlara indirilmis bir kitaptir. Dolayisiyla zaten Hz. Muhammed'e seslenilirken neden onun soyledigi bir soz Kur'an da yer alir? Bazi ceviriler de ise sadece "dedi ki" diye basliyor, eger diyen Hz. Muhammed degilse kimdir? Aydinlatirsaniz cok sevinirim iyi calismalar. <<< Mustafa BEKCİ >>>
Ve aleykümselam Mustafa kardeşim
Sözünü ettiğiniz ayet-i kerime, öncesindeki anlatım bütünlüğü ile şöyle zikredilmektedir.,
"(Ey Muhammed) Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik. De ki "Bana sizin ilahınızın tek bir ilah olduğu vahyolunuyor. (Bu gerçeği kabul edip) müslüman olacak mısınız?" Eğer yüz çevirecek olurlarsa, de ki "Ben size (aranızda ayırım yapmadan) eşit olarak (aynı tebliği) duyurup-bildirdim. Size vadedilen (tehdid) yakın mı, uzak mı bilemem. Şüphesiz O, sözün açığa vurulanını da bilir, gizlediklerinizi de bilir. Ben bilemem. Belki bu (sürenin açıklanmaması) sizin için bir fitne (deneme) ve belli bir vakte kadar metalanmadır (geçinip-yararlanmadır)." Dedi ki "Rabbim, hak ile hükmet. Bizim Rabbimiz Rahman'dır (yarattıklarına rahmet eden Allah'dır). Sizin her türlü (batıl) nitelendirmelerinize karşı yardımına sığınılacak ancak O'dur."(21-Enbiya 107...112)
Kur'an-ı Kerim sadece Efendimiz (s.a.v.)'e indirilseydi elbetteki zaten onun söylediği bir sözün, ona indirilen Kur'an'da yer almasının hikmetini araştırabilirdik. Ancak senin de belirttiğin gibi Kur'an-ı Kerim Efendimiz (s.a.v.)'in şahsında bütün insanlara indirilmiş ve mü'minler için açık bir örnek olan Resulullah (s.a.v.)'in bazı söz ve davranışları, onu örnek alan müslümanların istifadesine sunulmak üzere Kur'an'da zikredilmiştir.
"Dedi ki.." hitabıyla başlayan son ayet-i kerime, ayetin öncesi dikkate alındığı zaman Resulullah (s.a.v.)'e ait bir ifade olduğu anlaşılmaktadır. Ancak bu ifadenin tebliğle ilgili önceki ayetlerin bir devamı mı yoksa belli bir süre sonra söylenilen bir ifade mi olduğu araştırılması gereken bir husustur. Kur'an-ı Kerim'de toplumsal Sünnetullah ile ilgili olarak herhangi bir kavme gönderilen peygamberlerin önce açık tebliğde bulunup-kavimlerini Sünnetullah gereği helakla tehdit etmelerini, bu davetleri kabul edilmezse Allah tarafından kendilerine bir mühlet verildiğini ve bu mühletin sonunda peygamberlerin kavimleriyle ilgili nihai duada bulunmalarını görüyoruz.
Meseleye bu gerçeklikten yaklaştığımız zaman Efendimiz (s.a.v.)'in dile getirdiği tebliğ ayetleri ile 112. ayetteki nihai duası arasında mühletle ilgili bir süre olduğunu düşünebiliriz. Ayrıca şunu da bilmemiz gerekir ki peygamberlerin kavimleriyle ilgili nihai dualarının hiçbiri şanı yüce Rabbimizin "De ki" hitabıyla peygamberlerine dikte edip-söylettiği dualar değildir. Rahman olan Rabbimiz hikmete binaen bu konudaki son dua hakkını peygamberlerine vermiş ve bu peygamberlerin "Dedi ki" hitabıyla başlayan kavimleriyle ilgili nihai dualarından sonra muhtemel akibet gerçekleşmiştir.
Birçok peygamberin kavimleriyle ilgili nihai dualarında "Artık intikamını al, artık helak et.." ifadeleri varken, alemlere rahmet olarak gönderilen Efendimiz (s.a.v.)'in nihai olarak "Rabbim, hak ile hükmet" demesi ve devamında Rahman sıfatını gündeme getirerek rahmet kapısını çalması, elbetteki örnek almamız gereken kalbi bir inceliktir.
Dua ile..
<<< Mehmed ALAGAŞ >>>