



| allâhu | : Allah |
| ellezî | : onlar |
| halaka | : yarattı |
| es semâvâti | : semalar, gökler |
| ve el arda | : ve arz, yer |
| ve mâ beyne-humâ | : ve ikisi arasındaki şeyler |
| fî | : içinde, de |
| sitteti | : 6 (altı) |
| eyyâmin | : günler |
| summestevâ (summe istevâ) | : sonra istiva etti |
| alel arşi (alâ el arşi) | : arşa |
| mâ lekum | : sizin için yok |
| min dûni-hî | : ondan başka |
| min veliyyin | : velîlerden bir velî (dost) |
| ve lâ şefîin | : ve şefaatçi yoktur |
| e | : mı |
| fe | : artık, hâlâ |
| lâ tetezekkerûne | : tezekkür etmezsiniz |

