



| ve lev enne | : ve eğer olsaydı |
| li | : için |
| ellezîne | : onlar |
| zalemû | : zulmettiler |
| mâ | : o şey |
| fî el ardı | : yeryüzünde |
| cemîan | : hepsi, tümü |
| ve misle-hu | : ve onun misli kadar, onlar kadar |
| mea-hu | : onunla birlikte |
| leftedev (le iftedev) | : mutlaka fidye verirlerdi |
| bihî | : onu |
| min | : den |
| sûi el azâbi | : kötü azap |
| yevme el kıyâmeti | : kıyâmet günü |
| ve bedâ | : ve ortaya çıktı, zuhur etti |
| lehum | : onlara |
| min allâhi | : Allah tarafından |
| mâ | : şey |
| lem yekûnû yahtesibûne | : hesap etmiyorlar, hesap etmediler hesaba katmıyorlar, hesaba katmadılar |

