



| ellezîne | : onlar, ... olanlar |
| âmenû | : amenu oldular, îmân ettiler, yaşarken Allah'a ulaşmayı dilediler |
| yukâtilûne | : savaşırlar |
| fî | : ....'da |
| sebîli | : yol |
| allâhi | : Allah |
| ve ellezîne | : ve onlar, ... olanlar |
| keferû | : inkâr ettiler, kâfir oldular |
| yukâtilûne | : savaşırlar |
| fî | : ...'da |
| sebîli | : yol |
| et tâgûti | : tagut, şeytan |
| fe | : artık, o halde |
| kâtilû | : savaşın |
| evliyâe | : veliler, dostlar |
| eş şeytâni | : şeytan |
| inne | : muhakkak |
| keyde | : hile |
| eş şeytâni | : şeytan |
| kâne | : oldu, ... idi , ...dır |
| daîfen | : zayıf, kuvvetsiz |

