



| fe | : öyleyse |
| mâ | : ne, nedir, ne oluyor |
| lekum | : size |
| fî | : içinde, hakkında |
| el munâfikîne | : münafıklar |
| fieteyni | : iki topluluk, iki fırka, iki grup |
| ve allâhu | : ve Allah |
| erkese-hum | : onları tersine çevirdi, küfre döndürdü |
| bi- mâ | : sebebiyle |
| kesebû | : kazandılar |
| e | : ... mı? |
| turîdûne | : istiyorsunuz |
| en tehdû | : senin hidayet etmen |
| men | : kim, kimse |
| edalle | : dalâlette bıraktı, saptırdı |
| allâhu | : Allah |
| ve men | : ve kim, kimi, kimse |
| yudlili | : dalâlette bırakır |
| allâhu | : Allah |
| fe | : artık, bundan sonra |
| len tecide | : asla bulamazsın |
| lehu | : ona, onun için |
| sebîlen | : yol |

