



| kul | : de |
| e reeytum | : gördünüz mü |
| mâ | : şey(ler) |
| ted'ûne | : dua ediyorsunuz, tapıyorsunuz |
| min dûni allâhi | : Allah'tan başka |
| erû-nî | : bana gösterin |
| mâzâ | : ne, neyi |
| halakû | : yarattılar |
| min el ardı | : arzdan, yerden |
| em | : yoksa mı |
| lehum | : onların |
| şirkun | : şirk, ortak |
| fî es semâvâti | : semalarda, göklerde |
| îtû-nî bi | : bana getirin |
| kitâbin | : bir kitap |
| min kabli | : daha önceden, daha evvel olan |
| hâzâ | : bundan |
| ev | : veya |
| esâretin | : eserler, izler |
| min ilmin | : bir ilim |
| in | : eğer |
| kuntum | : siz iseniz |
| sâdikîne | : sadıklar, doğru söyleyenler |

