



| va'lemû | : ve bilin |
| enne | : olduğunu |
| fî-kum | : sizin içinizde |
| resûlu allâhi | : Allah'ın Resûlü |
| lev | : eğer, şâyet, ise, olsa |
| yutîu-kum | : size tâbî olur, uyar, itaat eder |
| fî kesîrin | : çoğunda |
| min el emri | : işlerden |
| le | : mutlaka |
| anittum | : siz sıkıntıya düşerdiniz |
| ve lâkinne | : ve lâkin, fakat |
| allâhe | : Allah |
| habbebe | : sevdirdi |
| ileykum | : size |
| el îmâne | : îmân |
| ve zeyyene-hu | : ve onu müzeyyen kıldı, süsledi |
| fî kulûbi-kum | : kalplerinizde |
| ve kerrehe | : ve kerih, çirkin gösterdi |
| ileykum | : size |
| el kufre | : küfrü |
| ve el fusûka | : ve fısk |
| ve el isyâne | : ve isyan |
| ulâike | : işte onlar |
| hum | : onlar |
| er râşidûne | : irşad olanlar |

