



| ve ellezîne | : ve o kimseler, onlar, ... yapanlar |
| amilû es seyyiâti | : seyyiat yaptılar, derecat kaybettiren ameller yaptılar |
| summe | : sonra |
| tâbû | : tövbe ettiler |
| min ba'di-hâ | : ondan sonra, onun arkasından |
| ve âmenû | : ve âmenû oldular |
| inne | : muhakkak ki |
| rabbe-ke | : senin Rabbin |
| min ba'di-hâ | : ondan sonra (bundan sonra) |
| le gafûrun | : elbette mağfiret edendir |
| rahîmun | : rahmet nuru gönderendir |

