



| ve | : ve |
| ellezîne âmenû | : âmenû olan, îmân eden kimseler (hayatta iken Allah'a ulaşmayı dileyenler) |
| ve amilû es sâlihâti | : ve salih amel işleyenler (nefs tezkiyesi yapanlar) |
| lâ nukellifu | : sorumlu tutmayız |
| nefsen | : nefs, kişi, kimse |
| illâ | : ancak, yalnız, ...den başka |
| vus'a-hâ | : onun gücü, kapasitesi |
| ulâike | : işte onlar |
| ashâbu el cenneti | : cennet ehli, halkı |
| hum | : onlar |
| fî-hâ | : orada |
| hâlidûne | : ebedî kalanlar, kalacak olanlar |

