KİTAPTAN ALINTILAR...
"Diyelim ki Resulullah (s.a.v.) zamanında Mekke dönemindesin!. Bir adam Efendimiz (s.a.v.)'i öldürmek kastı ile silahlanıp, yola çıkıyor. Bu adamla yolda karşılaşsan ne yapardın?
Cumali'nin cevap vermeden bana baktığını görünce "Bu soruya cevap vermen lazım Cumali, ne yapardın? Alemlere rahmet olarak gönderilen Resulullah (s.a.v.)'i öldürmeyi kasteden bu adamı ne yapardın?" dedim.
-Cevabımı biliyorsunuz?
-İnfaz mı?
Başını öne doğru sallıyarak "Hem de acilen!." dedi.
-İşte yolda karşılaştığın ve öldürmek istediğin bu adam, Hattap oğlu Ömer'di. Yani daha sonraları Hazret i Ömer olacak olan Hattap oğlu Ömer!. Bunu anlatmamın nedeni, içinde bulunduğumuz toplumda yarınlarda Hazret i Ömer olabilecek birçok Ömer bin Hattapların olduğudur. Bugün için bilmedikleri İslam'a düşman olan bu Ömer bin Hattapların, yarınlarda birer Hazret i Ömer olup olmaya cağını bilemezsin. Fakat bunu istemen, bunu umud etmen, bunun gereğini yapman gerekir. Tabi ki bunun gereği onları silahla öldürmek değil, Kur'an-ı Kerim'in davetiyle diriltmeye çalışmaktır."
"Zayıf olduğumuz yani nefsi zafiyetimizin bulunduğu bir konuda karşılaştığımız küçük bir musibeti, Rabbimiz bizlere öylesine büyük yaşatır ki, bu musibetle savaştığımız cephe, bizim için başlı başına bir Bedir'dir. İslam'ın yayılış dönemindeki Bedir savaşı ne kadar önemliyse, bizlerin bu cephedeki mücadelesi de o kadar önemlidir. Tabi ki her insanın Bedir'i ve Bedir cephesi, her insana göre değişebilir. Bazıları için mal, makam, eş ve çocuklarla ilgili bir cephe olabildiği gibi, bazıları için de şan ve şöhretle ilgili olabilir. Bu cephelerde doğru tercihlerde bulunabilmek ve bu tercihlerin arkasında durabilmek, Bedir savaşını kazanabilmek gibi bir yiğitlik, bir kahramanlık ister."