



| ve yesteftûneke | : senden fetva (bilgi) istiyorlar |
| fî en nisâi | : kadınlar hakkında |
| kul | : de |
| allâhu | : Allah |
| yuftî-kum | : size fetva veriyor |
| fî-hinne | : onlar hakkında |
| ve mâ | : ve şey |
| yutlâ | : tilâvet olunan, okunup açıklanan |
| aleykum | : size |
| fî el kitâbi | : kitapta |
| fî yetâme | : yetimler hakkında, konusunda |
| en nisâi | : kadınlar |
| elletî | : ki onlar |
| lâ tu'tûne-hunne | : onlara vermiyorsunuz |
| mâ | : şey |
| kutibe | : yazıldı, farz kılındı |
| lehunne | : onlar, onlara, onlar için |
| ve tergabûne | : ve rağbet ediyorsunuz, arzuluyorsunuz, istiyorsunuz |
| en tenkihû-hunne | : onları nikâhlamanız |
| ve el mustad'afîne | : ve zayıf olanlar, aciz olanlar |
| min el vildâni | : çocuklardan |
| ve | : ve |
| en tekûmû | : ikame etmeniz, hakkıyla, gereği üzere yerine getirmeniz |
| li el yetâmâ | : yetimler için, yetimlere |
| bi el kıstı | : adalet ile |
| ve mâ | : ve şey, ve ne |
| tef'alû | : yaparsınız |
| min hayrin | : hayırdan, hayır olarak |
| fe | : o taktirde |
| inne | : muhakkak |
| allâhe | : Allah |
| kâne | : oldu, ...dır |
| bi-hî | : onu |
| alîmen | : en iyi bilen |

