



| ve ilâ semûde | : ve Semud'a |
| ehâ-hum | : onların kardeşi |
| sâlihan | : Salih |
| kâle | : dedi |
| yâ kavmi | : ey kavmim |
| u'budû allâhe | : Allah'a kul olun |
| mâ | : yoktur |
| lekum | : sizin için |
| min ilâhin | : bir ilâh |
| gayru-hu | : ondan başka |
| kad | : olmuştur |
| câet-kum | : size geldi |
| beyyinetun | : bir beyyine, delil, ispat vasıtası |
| min rabbi-kum | : Rabbinizden |
| hâzihî | : bu |
| nâkatu allâhi | : Allah'ın (dişi) devesi |
| lekum | : sizin için |
| âyeten | : bir âyet, mucize |
| fe zerû-ha | : artık onu bırakın, salın |
| te'kul | : yesin |
| fî ardı allâhi | : Allah'ın arzında |
| ve lâ temessû-hâ | : ve ona dokunmayın |
| bi-sûin | : kötülükle |
| fe ye'huze-kum | : o zaman, yoksa sizi alır |
| azâbun elîmun | : elim, acı bir azap |

