Kur'an İçerisinde Arama
							
							 Sayfayı Yenile
							 Arapça Metin Arama (Harekeli)
						
						
						
				
						
						
										
											Aranan Kelime : âsâ
											Aranan Yer : Arapça Kelime Meali (Latin Harfleriyle)
											Bulunan Sonuç : 164
										
											- 
												10-Yunus 15
												
 in asaytu : eğer isyan edersem
- 
												10-Yunus 91
												
 asayte : sen asi oldun
- 
												100-Âdiyât 5
												
 vasatne : ortasına daldılar
- 
												103-Asr 3
												
 ve tevâsav : ve tavsiye ettiler
- 
												103-Asr 3
												
 ve tevâsav : ve tavsiye ettiler
- 
												11-Hûd 59
												
 ve asav : ve asi oldular, isyan ettiler
- 
												11-Hûd 63
												
 in asaytu-hu : eğer ona isyan edersem
- 
												113-Felâk 4
												
 en neffâsâti : nefes edenler, üfleyenler
- 
												12-Yusuf 3
												
 ahsene el kasası : en güzel kıssaları
- 
												12-Yusuf 21
												
 asâ : umulur ki, belki
- 
												12-Yusuf 47
												
 mâ hasadtum : hasat ettiğiniz, biçtiğiniz şeyleri
- 
												12-Yusuf 51
												
 hashasa el hakku : hak (gizli iken sonradan) ortaya çıktı
- 
												12-Yusuf 83
												
 asallâhu (asâ allâhu) : umulur ki Allah
- 
												12-Yusuf 94
												
 fasalatil'îru (fasalati el îru) : kafile ayrıldı
- 
												12-Yusuf 111
												
 fî kasası-him : onların kıssalarında vardır
- 
												13-Ra'd 15
												
 ve el âsâli : ve akşamleyin, akşam
- 
												14-İbrahim 36
												
 asâ-nî : bana asi olursa, isyan ederse
- 
												15-Hicr 48
												
 nasabun : yorgunluk, bitkinlik
- 
												16-Nahl 62
												
 ve tesıfu \n(vasafe) : ve söylüyor, vasıflandırıyor \n: (vasıflandırdı, niteledi)
- 
												16-Nahl 77
												
 el basari (lemhi el basri) : göz, bakış (göz kırpması, bir anlık bakış)
- 
												16-Nahl 118
												
 mâ kasasnâ : bizim anlattığımız şeyler
- 
												17-İsrâ 8
												
 asâ : umulur ki
- 
												17-İsrâ 36
												
 ve el basara : ve görme
- 
												17-İsrâ 51
												
 asâ : umulur ki, belki, muhtemelen
- 
												17-İsrâ 78
												
 ilâ gasakı el leyli (gasaka) : gecenin kararmasına kadar (karardı)
- 
												17-İsrâ 79
												
 asâ : umulur, yakında olur
- 
												17-İsrâ 82
												
 hasâran : ziyan, hüsran, derece kaybı
- 
												17-İsrâ 102
												
 basâire : basiretle (ibretle) görülen, görünür bir şekilde, görülmek üzere
- 
												18-Kehf 6
												
 alâ âsâri-him : onların izi üzere, onların arkalarından
- 
												18-Kehf 24
												
 asâ : umulur ki, belki
- 
												18-Kehf 40
												
 asâ : belki, umulur ki
- 
												18-Kehf 62
												
 nasaben : yorgunluk, bitkinlik, meşakkat
- 
												18-Kehf 64
												
 alâ âsâri-himâ : (ikisinin) izleri üzerinde
- 
												18-Kehf 64
												
 kasasan : takip ederek
- 
												19-Meryem 48
												
 asâ : umulur ki
- 
												2-Bakara 60
												
 bi asâ-ke : senin asan ile
- 
												2-Bakara 61
												
 ve basali-hâ : ve onun soğanı
- 
												2-Bakara 61
												
 asav : isyan ettiler
- 
												2-Bakara 62
												
 ve en nasârâ : ve hristiyanlar
- 
												2-Bakara 96
												
 ahrasa : en hırslı, çok hırslı
- 
												2-Bakara 111
												
 nasârâ : hristiyan
- 
												2-Bakara 113
												
 en nasârâ : hristiyanlar
- 
												2-Bakara 113
												
 en nasârâ : hristiyanlar
- 
												2-Bakara 120
												
 ve lâ en nasârâ : ve hristiyanlar da değil, olmazlar
- 
												2-Bakara 135
												
 ev nasârâ : veya hristiyan
- 
												2-Bakara 140
												
 ev nasârâ : veya hristiyan
- 
												2-Bakara 143
												
 vasatan : vasat, ortada, ifrat ve tefritten uzak
- 
												2-Bakara 196
												
 aşaratun : on
- 
												2-Bakara 216
												
 ve asâ : ve umulur ki, olur ki
- 
												2-Bakara 216
												
 ve asâ : ve umulur ki
- 
												20-Tâ-Hâ 18
												
 asâye : benim asamdır
- 
												20-Tâ-Hâ 93
												
 e fe asayte : yoksa asi mi oldun
- 
												20-Tâ-Hâ 121
												
 ve asâ : ve isyan etti, asi oldu
- 
												21-Enbiyâ 11
												
 kasam-nâ : biz kırdık döktük, yok ettik
- 
												21-Enbiyâ 77
												
 ve nasarnâ-hu : ve ona yardım ettik
- 
												21-Enbiyâ 98
												
 hasabu : yakacak, yakıt
- 
												22-Hac 11
												
 in asâbe-hu : eğer ona isabet ederse
- 
												22-Hac 11
												
 ve in asâbet-hu : ve eğer ona isabet ederse
- 
												22-Hac 17
												
 ve en nasârâ : ve hrıstiyanlar
- 
												24-Nûr 36
												
 ve el âsâli : ve akşam
- 
												26-Şuarâ 32
												
 asâ-hu : onun asası
- 
												26-Şuarâ 45
												
 asâ-hu : onun asası, asası
- 
												26-Şuarâ 63
												
 bi asâke : (senin) asan ile
- 
												26-Şuarâ 216
												
 asav-ke : sana asi oldular, isyan ettiler
- 
												27-Neml 10
												
 asâ-ke : senin asan
- 
												27-Neml 72
												
 asâ : belki
- 
												28-Kasas 9
												
 asâ : umulur ki, belki
- 
												28-Kasas 22
												
 asâ : umulur ki, belki
- 
												28-Kasas 25
												
 el kasasa : hikâye
- 
												28-Kasas 31
												
 asâ-ke : asanı
- 
												28-Kasas 67
												
 asâ : umulur ki
- 
												3-Âl-i İmrân 49
												
 ve el ebrasa : ve abraş hastalığı (ciltte alaca hastalığı)
- 
												3-Âl-i İmrân 62
												
 el kasasu el hakku : hak kısas, gerçek olay
- 
												3-Âl-i İmrân 112
												
 asav : isyan ettiler
- 
												3-Âl-i İmrân 123
												
 nasara-kumu allâhu : Allah size yardım etti
- 
												3-Âl-i İmrân 146
												
 asâbe-hum : onlara isabet etti
- 
												3-Âl-i İmrân 152
												
 ve asaytum : ve isyan ettiniz
- 
												3-Âl-i İmrân 153
												
 asâbe-kum : size isabet etti
- 
												3-Âl-i İmrân 165
												
 asâbet-kum : size isabet etti
- 
												3-Âl-i İmrân 165
												
 kad asabtum : isabet etmişti
- 
												3-Âl-i İmrân 166
												
 ve mâ asâbe-kum : ve size isabet eden şey
- 
												3-Âl-i İmrân 172
												
 mâ asâbe-hum : onlara isabet eden şey
- 
												30-Rûm 50
												
 ilâ âsâri : eserlere
- 
												35-Fâtır 35
												
 nasabun : yorgunluk
- 
												35-Fâtır 39
												
 hasâren : hasar, zarar ziyan
- 
												36-Yâsin 12
												
 ve âsâre-hum : ve onların eserleri
- 
												37-Sâffât 25
												
 lâ tenâsarûne : yardımlaşmıyorsunuz
- 
												37-Sâffât 70
												
 âsâri-him : onların izleri
- 
												37-Sâffât 116
												
 ve nasarnâ-hum : ve onlara yardım ettik
- 
												39-Zümer 13
												
 in asaytu : eğer asi olursam, isyan edersem
- 
												4-Nisâ 19
												
 fe asâ : o taktirde umulur ki
- 
												4-Nisâ 42
												
 ve asavû : ve asi oldular
- 
												4-Nisâ 46
												
 ve asaynâ : ve isyan ettik
- 
												4-Nisâ 84
												
 asâ : umulur ki
- 
												4-Nisâ 99
												
 asâ : umulur
- 
												4-Nisâ 164
												
 kasasnâ-hum : onları kıssa ettik, anlattık
- 
												40-Mü'min 21
												
 ve âsâran : ve eserler
- 
												40-Mü'min 78
												
 kasasnâ : (kıssa ettik) anlattık
- 
												40-Mü'min 82
												
 ve âsâren : ve eserler
- 
												43-Zuhruf 22
												
 âsâri-him : onların izleri
- 
												43-Zuhruf 23
												
 alâ âsâri-him : onların izleri üzerinde
- 
												45-Câsiye 20
												
 basâiru : basiretler
- 
												45-Câsiye 23
												
 basari-hi : onun görme hassası
- 
												46-Ahkaf 28
												
 nasare humullezînettehazû : onlara yardım etseydi, o edindikleri
- 
												47-Muhammed 4
												
 lentasara (le intasara) : elbette intikam alırdı
- 
												49-Hucurât 11
												
 asâ : umulur ki, belki
- 
												49-Hucurât 11
												
 asâ : belki, umulur ki
- 
												5-Mâide 3
												
 fî mahmasatin : açlık hususunda
- 
												5-Mâide 14
												
 innâ nasârâ : muhakkak ki biz (hıristiyanız) nasârâyiz
- 
												5-Mâide 18
												
 ve en nasârâ : ve hristiyanlar
- 
												5-Mâide 46
												
 alâ âsâri-him : onların izleri üzerine, aynı esaslarla
- 
												5-Mâide 51
												
 ve en nasârâ : ve hristiyanlar
- 
												5-Mâide 52
												
 fe asâ allâhu : oysa, umulur ki Allâh (cc.)
- 
												5-Mâide 69
												
 ve en nasârâ : ve nasrâniler, hristiyanlar
- 
												5-Mâide 78
												
 bi-mâ asav : isyan etmeleri sebebiyle
- 
												5-Mâide 82
												
 innâ nasârâ : muhakkak ki biz nasrâniyiz
- 
												5-Mâide 110
												
 ve el ebrasa : ve alaca tenli
- 
												51-Zâriyât 53
												
 tevâsav : vasiyet, tavsiye ettiler
- 
												53-Necm 17
												
 el basaru : bakış
- 
												54-Kamer 50
												
 bi el basari : göz ile bakış
- 
												57-Hadid 27
												
 alâ âsâri-him : onların izleri üzerine
- 
												59-Haşr 9
												
 hasâsatun : ihtiyacı olma, muhtaç olma
- 
												59-Haşr 12
												
 nasarû-hum : onlara yardım ettiler
- 
												6-En'âm 15
												
 in asaytu : eğer, şâyet asi olursam, isyan edersem
- 
												6-En'âm 104
												
 basâiru : basiretler, basarlar (görme yeteneği)
- 
												6-En'âm 141
												
 hasâdi-hî : onun hasadı (toplanması)
- 
												60-Mümtehine 7
												
 asâ allâhu : umulur ki Allah
- 
												64-Teğabün 11
												
 mâ asâbe : isabet etmez
- 
												66-Tahrim 5
												
 asâ : belki, umulur
- 
												66-Tahrim 8
												
 asâ : olur ki, umulur
- 
												67-Mülk 3
												
 el basara : bakış
- 
												67-Mülk 4
												
 el basara : bakış
- 
												67-Mülk 4
												
 el basaru : bakış
- 
												68-Kalem 32
												
 asâ : umulur
- 
												69-Hâkka 10
												
 asav : isyan ettiler
- 
												7-A'râf 93
												
 âsâ : ben üzülürüm
- 
												7-A'râf 107
												
 asâ-hu : onun asası, asasını
- 
												7-A'râf 117
												
 asâ-ke : asasını
- 
												7-A'râf 129
												
 asâ : umulur ki, belki
- 
												7-A'râf 157
												
 ve nasarû-hu : ve ona yardım ettiler
- 
												7-A'râf 160
												
 bi asâ-ke : senin asan ile (asası ile)
- 
												7-A'râf 176
												
 faksusil kasasa \n(fe uksusi el kasasa) : artık bu kısası anlat
- 
												7-A'râf 185
												
 en asâ : ihtimal olması, olasılık olması
- 
												7-A'râf 205
												
 ve el âsâli : ve akşamları (ikindi akşam arası zaman)
- 
												71-Nuh 21
												
 asav-nî : bana asi oldular (isyan ettiler)
- 
												71-Nuh 21
												
 hasâren : hasar, zarar, hüsran
- 
												72-Cin 9
												
 rasaden : gözleyen, izleyen
- 
												72-Cin 27
												
 rasadan : gözleyen, gözeten
- 
												73-Müzzemmil 16
												
 asâ : asi oldu
- 
												74-Müddessir 30
												
 tis'ate aşare : on dokuz (19)
- 
												75-Kıyamet 7
												
 el basaru : bakış
- 
												79-Nâziât 21
												
 ve asâ : ve isyan etti, asi oldu
- 
												8-Enfâl 72
												
 ve nasarû : ve yardım ettiler
- 
												8-Enfâl 74
												
 ve nasarû : ve yardım ettiler
- 
												89-Fecr 26
												
 vasâka-hû : ve onun bağlaması
- 
												9-Tevbe 18
												
 fe asâ : artık, böylece umulur ki
- 
												9-Tevbe 25
												
 nasarakum allâhu : Allah size yardım etti
- 
												9-Tevbe 30
												
 ve kâlet en nasârâ : ve nasraniler dediler
- 
												9-Tevbe 40
												
 nasara-hu allâhu : Allah ona yardım etti
- 
												9-Tevbe 91
												
 izâ nasahû : nasihat edip, öğüt vererek sadık kaldıkları taktirde
- 
												9-Tevbe 102
												
 asâ allâhu : umulur ki Allah
- 
												9-Tevbe 120
												
 ve lâ nasabun : ve bir yorgunluk, bitkinlik olması yoktur (ki)
- 
												90-Beled 17
												
 tevâsav : birbirine tavsiye ettiler
- 
												90-Beled 17
												
 tevâsav : birbirine tavsiye ettiler