Eski Masaüstü Görünüm

Kur'an İçerisinde Arama


Sayfayı Yenile Arapça Metin Arama (Harekeli)

Aranan Kelime : ulû
Aranan Yer : Arapça Kelime Meali (Latin Harfleriyle)
Bulunan Sonuç : 716
  1. 10-Yunus 13
    rusulu-hum : onların resûlleri
  2. 10-Yunus 18
    ve yekûlûne : ve derler
  3. 10-Yunus 20
    ve yekûlûne : ve derler
  4. 10-Yunus 24
    ye'kulu en nâsu : insanlar yerler
  5. 10-Yunus 28
    nekûlu : diyeceğiz
  6. 10-Yunus 31
    fe se yekûlûne : o zaman diyecekler, derler
  7. 10-Yunus 38
    yekûlûne ifterâ-hu : onu uydurdu mu
  8. 10-Yunus 47
    resûlun : resûl
  9. 10-Yunus 47
    resûlu-hum : onlara resûlleri
  10. 10-Yunus 48
    ve yekûlûne : ve onlar derler ki
  11. 10-Yunus 68
    e tekûlûne : mi söylüyorsunuz (söylüyor musunuz)
  12. 10-Yunus 74
    alâ kulûbi : kalplerin üzerini
  13. 10-Yunus 77
    e tekûlûne : mı söylüyorsunuz, konuşuyorsunuz
  14. 10-Yunus 88
    alâ kulûbi-him : kalplerinin üzerini, kalplerini
  15. 11-Hûd 8
    le yekûlunne : muhakkak derler ki
  16. 11-Hûd 12
    en yekûlû : demeleri
  17. 11-Hûd 13
    yekûlûne ifterâ-hu : onu uydurdu diyorlar
  18. 11-Hûd 18
    ve yekûlu el eşhâdu : ve şahitler derler
  19. 11-Hûd 31
    ve lâ ekûlu : ve ben demiyorum
  20. 11-Hûd 31
    ve lâ ekûlu : ve ben demiyorum
  21. 11-Hûd 31
    ve lâ ekûlu : ve ben demiyorum
  22. 11-Hûd 35
    yekûlûne : diyorlar
  23. 11-Hûd 54
    in nekûlu illâ : biz ancak ..... deriz
  24. 11-Hûd 69
    rusulu-nâ : resûllerimiz
  25. 11-Hûd 77
    resulu-nâ : resûlümüz
  26. 11-Hûd 78
    raculun : bir erkek
  27. 11-Hûd 81
    rusulu : resûller, elçiler
  28. 11-Hûd 91
    mim mâ (min mâ) tekûlu : söylediğin şeyler
  29. 11-Hûd 116
    ûlû bakıyyetin : bakiye sahipleri (asırlarca münkerden nehyedenler ve ma'rufla emredenler)
  30. 110-Nasr 2
    yedhulûne : girerler
  31. 12-Yusuf 9
    uktulû : öldürün
  32. 12-Yusuf 10
    taktulû : öldürmeyin
  33. 12-Yusuf 36
    te'kulu : yiyor
  34. 12-Yusuf 41
    fe te'kulu et tayru : sonra, böylece, kuş(lar) yiyecek
  35. 12-Yusuf 43
    ye'kuluhunne : onları yiyor
  36. 12-Yusuf 46
    ye'kuluhunne : onları yiyorlar
  37. 12-Yusuf 47
    te'kulûne \n(min mâ te'kulûne) : yiyorsunuz \n: (yediğiniz şeylerden)
  38. 12-Yusuf 50
    câe-hu er resûlu : ona elçi geldi
  39. 12-Yusuf 66
    alâ mâ nekûlu : söylediğimiz şeylere
  40. 12-Yusuf 67
    tedhulû : girmeyiniz
  41. 12-Yusuf 67
    ve udhulû : ve giriniz
  42. 12-Yusuf 81
    fe kûlû : böylece deyin, söyleyin
  43. 12-Yusuf 99
    ve kâledhulû (kâle udhulû) : ve 'giriniz' dedi
  44. 12-Yusuf 110
    izestey'eser rusulu : resûller umutlarını kestikleri zaman
  45. 13-Ra'd 7
    ve yekûlu : ve derler, söylerler
  46. 13-Ra'd 16
    ez zulumâtu : karanlıklar
  47. 13-Ra'd 19
    ûlu el elbâbi : sır sahipleri
  48. 13-Ra'd 23
    yedhulûne-hâ : ona girerler
  49. 13-Ra'd 23
    yedhulûne : girerler
  50. 13-Ra'd 27
    ve yekûlu : ve der(ler)
  51. 13-Ra'd 28
    kulûbu-hum : onların kalpleri
  52. 13-Ra'd 28
    tatmainnu el kulûbu : kalpler tatmin (mutmain) olur
  53. 13-Ra'd 35
    ukulu-hâ : onun meyvesi
  54. 13-Ra'd 43
    ve yekûlu : ve derler, diyorlar
  55. 14-İbrahim 1
    min ez zulûmâti : zulmetten, karanlıklardan
  56. 14-İbrahim 5
    min ez zulumâti : karanlıklardan
  57. 14-İbrahim 9
    rusulu-hum : resûlleri
  58. 14-İbrahim 10
    rusulu-hum : onların resûlleri
  59. 14-İbrahim 11
    rusulu-hum : onların resûlleri
  60. 14-İbrahim 44
    fe yekûlu : o zaman der, söyler
  61. 14-İbrahim 52
    ûlu el elbâbi : sırların sahipleri
  62. 15-Hicr 3
    ye'kulû : yesinler
  63. 15-Hicr 12
    kulûbi : kalplerin içine
  64. 15-Hicr 46
    udhulû-hâ : oraya girin
  65. 15-Hicr 97
    yekûlûne : söylüyorlar
  66. 16-Nahl 5
    te'kulûne : yersiniz
  67. 16-Nahl 14
    li te'kulû : yemeniz için
  68. 16-Nahl 22
    kulûbu-hum : onların kalpleri
  69. 16-Nahl 27
    ve yekûlu : ve diyecek
  70. 16-Nahl 29
    fedhulû (fe udhulû) : haydi, artık girin
  71. 16-Nahl 31
    yedhulûne-hâ : ona girerler, dahil olurlar
  72. 16-Nahl 32
    yekûlûne : derler
  73. 16-Nahl 32
    udhulû : girin
  74. 16-Nahl 69
    zululen : zelil edilmiş, boyun eğdirilmiş, emrine verilmiş
  75. 16-Nahl 80
    min culûdi : derisinden, ciltlerinden
  76. 16-Nahl 103
    yekûlûne : diyorlar
  77. 16-Nahl 108
    alâ kulûbi-him : onların kalplerinin üzerini, kalplerini
  78. 16-Nahl 113
    resûlun : bir resûl
  79. 16-Nahl 114
    fe kulû : öyleyse yeyin
  80. 16-Nahl 116
    ve lâ tekûlû : ve söylemeyin
  81. 17-İsrâ 4
    uluvven : üstünlük
  82. 17-İsrâ 7
    ve li yedhulû : ve girsinler, dahil olsunlar
  83. 17-İsrâ 31
    ve lâ taktulû : ve öldürmeyin
  84. 17-İsrâ 33
    ve lâ taktulû : ve öldürmeyin
  85. 17-İsrâ 40
    le tekûlûne : gerçekten söylüyorsunuz
  86. 17-İsrâ 42
    yekûlûne : söylüyorlar
  87. 17-İsrâ 43
    yekûlûne : söyledikleri
  88. 17-İsrâ 43
    uluvven : ulu, çok yüce
  89. 17-İsrâ 46
    kulûbi-him : oların kalpleri
  90. 17-İsrâ 47
    iz yekûlu : dedikleri zaman, diyerek
  91. 17-İsrâ 51
    fe se yekûlûne : o zaman derler
  92. 17-İsrâ 51
    ve yekûlûne : ve derler
  93. 17-İsrâ 53
    yekûlû : söylesinler
  94. 17-İsrâ 78
    li dulûki : dönmesi
  95. 17-İsrâ 108
    ve yekûlûne : ve derler
  96. 18-Kehf 5
    in yekûlûne : söylerlerse
  97. 18-Kehf 14
    kulûbi-him : onların kalpleri
  98. 18-Kehf 22
    se yekûlûne : diyecekler
  99. 18-Kehf 22
    ve yekûlûne : ve diyecekler
  100. 18-Kehf 22
    ve yekûlûne : ve diyecekler
  101. 18-Kehf 42
    ve yekûlu : ve diyor
  102. 18-Kehf 49
    ve yekûlûne : ve derler
  103. 18-Kehf 52
    yekûlu : söyler
  104. 18-Kehf 57
    alâ kulûbi-him : onların kalplerinin üzerine
  105. 18-Kehf 88
    ve se nekûlu : ve söyleyeceğiz
  106. 19-Meryem 19
    resûlu : resûl (elçi)
  107. 19-Meryem 35
    yekûlu : der, söyler
  108. 19-Meryem 60
    yedhulûne : girecekler
  109. 19-Meryem 66
    ve yekûlu : ve söyler
  110. 19-Meryem 79
    mâ yekûlu : söylediği şeyleri
  111. 19-Meryem 80
    mâ yekûlu : söyledikleri şey(ler)
  112. 2-Bakara 7
    kulûbi-him : onların kalpleri
  113. 2-Bakara 8
    yekûlu : der, söyler
  114. 2-Bakara 10
    kulûbi-him : onların kalpleri
  115. 2-Bakara 17
    zulumâtin : zulmet, karanlıklar
  116. 2-Bakara 19
    zulumâtun : zulmet, karanlıklar
  117. 2-Bakara 26
    yekûlûne : derler
  118. 2-Bakara 54
    fe uktulû : o zaman, o halde, artık öldürün
  119. 2-Bakara 57
    kulû : yeyin
  120. 2-Bakara 58
    udhulû : girin
  121. 2-Bakara 58
    kulû : yeyin
  122. 2-Bakara 58
    udhulû : girin
  123. 2-Bakara 58
    kûlû : deyin, söyleyin
  124. 2-Bakara 60
    kulû : yeyin, yeyiniz
  125. 2-Bakara 61
    ve yaktulûne : ve öldürüyorlar
  126. 2-Bakara 68
    yekûlu : diyor, söylüyor
  127. 2-Bakara 69
    yekûlu : diyor, söylüyor
  128. 2-Bakara 71
    yekûlu innehâ : diyor
  129. 2-Bakara 71
    lâ zelûlun : zelil değil, boyunduruk altına
  130. 2-Bakara 74
    kulûbu-kum : sizin kalpleriniz
  131. 2-Bakara 79
    yekûlûne : derler
  132. 2-Bakara 80
    tekûlûne : söylüyorsunuz
  133. 2-Bakara 83
    ve kûlû : ve söyleyin, deyin
  134. 2-Bakara 85
    taktulûne : öldürüyorsunuz
  135. 2-Bakara 87
    resûlun : resûl, elçi
  136. 2-Bakara 87
    taktulûne : öldürüyorsunuz
  137. 2-Bakara 88
    kulûbu-nâ : bizim kalbimiz
  138. 2-Bakara 91
    taktulûne : öldürüyorsunuz
  139. 2-Bakara 93
    kulûbi-him : onların kalplerinin içine, kalplerine
  140. 2-Bakara 101
    resûlun : bir resûl
  141. 2-Bakara 104
    lâ tekûlû : söylemeyin, demeyin
  142. 2-Bakara 104
    ve kûlû : ve söyleyin, deyin
  143. 2-Bakara 114
    en yedhulû-hâ : oraya girmeleri
  144. 2-Bakara 117
    yekûlu : söyler
  145. 2-Bakara 118
    kulûbu-hum : onların kalpleri
  146. 2-Bakara 136
    kûlû : deyin, söyleyin
  147. 2-Bakara 140
    tekûlûne : diyorsunuz, söylüyorsunuz
  148. 2-Bakara 142
    yekûlu : derler, söylerler
  149. 2-Bakara 143
    er resûlu : resûl
  150. 2-Bakara 154
    lâ tekûlû : demeyin, söylemeyin
  151. 2-Bakara 168
    kulû : yeyin
  152. 2-Bakara 169
    ve en tekûlû : ve söylemeniz
  153. 2-Bakara 172
    kulû : yeyin
  154. 2-Bakara 174
    ye'kulûne : yiyorlar
  155. 2-Bakara 187
    ve kulû : ve yeyin
  156. 2-Bakara 188
    ve lâ te'kulû : ve yemeyin
  157. 2-Bakara 188
    li te'kulû : yemeniz için
  158. 2-Bakara 191
    ve uktulû-hum : ve onları öldürün
  159. 2-Bakara 191
    fe uktulû-hum : o zaman, o taktirde, onları öldürün
  160. 2-Bakara 200
    yekûlu : der
  161. 2-Bakara 201
    men yekûlu : kim derse
  162. 2-Bakara 208
    udhulû : girin
  163. 2-Bakara 214
    en tedhulû : girmeniz
  164. 2-Bakara 214
    er resûlu : resûl
  165. 2-Bakara 225
    kulûbu-kum : kalpleriniz
  166. 2-Bakara 232
    lâ ta'dulû-hunne : onlara engel olmayın
  167. 2-Bakara 235
    en tekûlû : söylemeniz
  168. 2-Bakara 243
    ulûfun : binlerce
  169. 2-Bakara 253
    er rusulu : resûller
  170. 2-Bakara 257
    min ez zulumâti : zulmetten, karanlıklardan
  171. 2-Bakara 257
    ilâ ez zulumâti : zulmete, karanlıklara
  172. 2-Bakara 269
    ulû el elbâbi : ulûl'elbab, sırların sahipleri
  173. 2-Bakara 275
    ye'kulûne : yerler
  174. 2-Bakara 282
    raculun : bir erkek
  175. 2-Bakara 285
    er resûlu : resûl
  176. 20-Tâ-Hâ 40
    tekûlu : söylüyor
  177. 20-Tâ-Hâ 40
    men yekfulu-hu : ona kefil olacak kimse
  178. 20-Tâ-Hâ 54
    kulû : yeyin
  179. 20-Tâ-Hâ 81
    kulû : yeyin
  180. 20-Tâ-Hâ 104
    yekûlûne : söylüyorlar
  181. 20-Tâ-Hâ 104
    iz yekûlu : söylediği zaman
  182. 20-Tâ-Hâ 130
    mâ yekûlûne : onların söyledikleri şey(ler)
  183. 20-Tâ-Hâ 130
    tulûı eş şemsi : güneşin tulû edişi, doğuşu
  184. 21-Enbiyâ 3
    kulûbu-hum : onların kalpleri
  185. 21-Enbiyâ 8
    lâ ye'kulûne : yemezler
  186. 21-Enbiyâ 38
    ve yekûlûne : ve söylerler, derler
  187. 21-Enbiyâ 46
    le yekûlunne : mutlaka derler
  188. 21-Enbiyâ 87
    fî ez zulumâti : karanlıklar içinde
  189. 22-Hac 20
    ve el culûdu : ve derileri, ciltleri
  190. 22-Hac 28
    kulû : yeyiniz
  191. 22-Hac 32
    el kulûbi : kalpler
  192. 22-Hac 35
    kulûbu-hum : onların kalpleri
  193. 22-Hac 36
    kulû : yeyiniz
  194. 22-Hac 40
    en yekûlû : demeleri
  195. 22-Hac 46
    kulûbun : kalpler
  196. 22-Hac 46
    el kulûbu : kalpler
  197. 22-Hac 53
    kulûbi-him : onların kalplerinde
  198. 22-Hac 53
    kulûbu-hum : onların kalpleri
  199. 22-Hac 54
    kulûbu-hum : onların kalpleri
  200. 22-Hac 78
    li yekûne er resûlu : resûl olsun diye
  201. 23-Mü'minûn 19
    te'kulûne : siz yersiniz
  202. 23-Mü'minûn 21
    te'kulûne : yersiniz
  203. 23-Mü'minûn 25
    raculun : bir adam
  204. 23-Mü'minûn 33
    ye'kulu : (yemek) yer
  205. 23-Mü'minûn 33
    te'kulûne : siz yiyorsunuz
  206. 23-Mü'minûn 38
    raculunifterâ (raculun ifterâ) : iftira eden bir adam
  207. 23-Mü'minûn 44
    resûlu-hâ : onun (kendi) resûlü
  208. 23-Mü'minûn 51
    yâ eyyuhâ er rusulu : ey resûller
  209. 23-Mü'minûn 51
    kulû : yeyiniz
  210. 23-Mü'minûn 60
    ve kulûbu-hum : ve onların kalpleri
  211. 23-Mü'minûn 63
    kulûbu-hum : onların kalpleri
  212. 23-Mü'minûn 70
    yekûlûne : diyorlar, söylüyorlar
  213. 23-Mü'minûn 85
    se-yekûlûne : diyecekler
  214. 23-Mü'minûn 87
    se-yekûlûne : diyecekler
  215. 23-Mü'minûn 89
    se-yekûlûne : diyecekler
  216. 23-Mü'minûn 109
    yekûlûne : derler
  217. 24-Nûr 15
    ve tekûlûne : ve söylüyorsunuz
  218. 24-Nûr 22
    ulu el fadlı : fazilet sahipleri
  219. 24-Nûr 24
    ve erculu-hum : ve onların ayakları
  220. 24-Nûr 26
    yekûlûne : diyorlar, söylüyorlar
  221. 24-Nûr 27
    tedhulû : girmeyin
  222. 24-Nûr 28
    tedhulû-hâ : ona (oraya) girmeyin
  223. 24-Nûr 29
    en tedhulû : girmek, girmeniz
  224. 24-Nûr 37
    fîhi el kulûbu : kalplerin
  225. 24-Nûr 40
    ke zulumâtin : karanlıklar gibidir
  226. 24-Nûr 40
    zulumâtun : karanlıklar
  227. 24-Nûr 47
    ve yekûlûne : ve onlar derler
  228. 24-Nûr 50
    kulûbi-him : onların kalpleri
  229. 24-Nûr 50
    ve resûlu-hu : ve onun resûlü
  230. 24-Nûr 51
    en yekûlû : demeleri, söylemeleri
  231. 24-Nûr 58
    el hulume : bulûğ çağına, erginliğe
  232. 24-Nûr 59
    hulume : erginlik çağı, bulûğ çağı
  233. 24-Nûr 61
    en te'kulû : yemek yemeniz
  234. 24-Nûr 61
    en te'kulû : yemek yemeniz
  235. 25-Furkan 8
    ye'kulu : yer
  236. 25-Furkan 17
    yekûlu : diyecek
  237. 25-Furkan 19
    tekûlûne : söylüyorsunuz
  238. 25-Furkan 20
    le ye'kulûne : mutlaka, gerçekten yerler
  239. 25-Furkan 22
    ve yekûlûne : ve diyecekler
  240. 25-Furkan 27
    yekûlu : söyler, der
  241. 25-Furkan 30
    er resûlu : resûl
  242. 25-Furkan 65
    yekûlûne : derler
  243. 25-Furkan 68
    ve lâ yaktulûne : ve öldürmezler
  244. 25-Furkan 74
    yekûlûne : söylerler, derler
  245. 26-Şuarâ 14
    en yaktulû-ni : beni öldürmelerinden
  246. 26-Şuarâ 16
    resûlu : resûl, elçi
  247. 26-Şuarâ 107
    resûlun : bir resûl
  248. 26-Şuarâ 125
    resûlun : bir resûl
  249. 26-Şuarâ 137
    huluku : yaratıldı
  250. 26-Şuarâ 143
    resûlun : bir resûl
  251. 26-Şuarâ 162
    resûlun : bir resûl
  252. 26-Şuarâ 178
    resûlun : bir resûl
  253. 26-Şuarâ 200
    kulûbi : kalpler
  254. 26-Şuarâ 203
    yekûlû : söylerler, derler
  255. 26-Şuarâ 212
    ma'zûlûne : azledilmiş olanlar, uzak tutulmuş, men edilmiş olanlar
  256. 26-Şuarâ 226
    yekûlûne : diyorlar, söylüyorlar, söylerler
  257. 27-Neml 14
    ve uluvven : ve büyüklenerek
  258. 27-Neml 18
    udhulû : girin
  259. 27-Neml 33
    ûlû : sahibi
  260. 27-Neml 33
    ve ûlû : ve sahibi
  261. 27-Neml 34
    el mulûke : melikler, sultanlar, hükümdarlar
  262. 27-Neml 63
    zulumâti : karanlıklar
  263. 27-Neml 71
    ve yekûlûne : ve derler, söylerler
  264. 28-Kasas 9
    taktulû-hu : onu öldürmeyin
  265. 28-Kasas 12
    yekfulûne-hu : ona kefil olacak, onun bakımını üstlenecek
  266. 28-Kasas 20
    raculun : bir adam
  267. 28-Kasas 20
    yaktulû-ke : seni öldürmek
  268. 28-Kasas 28
    nekûlu : konuşuyoruz
  269. 28-Kasas 33
    en yaktulû-ni : beni öldürmelerinden
  270. 28-Kasas 47
    yekûlû : söylerler, derler
  271. 28-Kasas 62
    yekûlu : der
  272. 28-Kasas 65
    yekûlu : diyecek
  273. 28-Kasas 74
    fe yekûlu : sonra diyecek
  274. 28-Kasas 82
    yekûlûne : derler
  275. 28-Kasas 83
    uluvven : üstünlük
  276. 29-Ankebût 2
    en yekûlû : onların demeleri
  277. 29-Ankebût 10
    yekûlu : der, diyor
  278. 29-Ankebût 10
    yekûlunne : derler
  279. 29-Ankebût 24
    en kâlûktulû-hu : 'onu öldürün' demek
  280. 29-Ankebût 31
    rusûlu-nâ : bizim resûllerimiz
  281. 29-Ankebût 33
    rusulu-nâ : bizim resûllerimiz
  282. 29-Ankebût 46
    ve kûlû : ve deyin
  283. 29-Ankebût 55
    ve yekûlu : ve derler
  284. 29-Ankebût 61
    yekûlunne : mutlaka diyecek, der
  285. 29-Ankebût 63
    yekûlunne : mutlaka diyecek, der
  286. 3-Âl-i İmrân 7
    kulûbi-him : onların kalplerinde vardır
  287. 3-Âl-i İmrân 7
    yekûlûne : derler
  288. 3-Âl-i İmrân 7
    illâ ulû el elbâbi : ancak, sadece lübblerin, sırların sahipleri
  289. 3-Âl-i İmrân 8
    kulûbe-nâ : kalplerimizi
  290. 3-Âl-i İmrân 16
    yekûlûne : derler
  291. 3-Âl-i İmrân 18
    ve ulû el ilmi : ve ilim sahipleri, kendilerine Allah tarafından ilim verilenler
  292. 3-Âl-i İmrân 21
    ve yaktulûne : öldürüyorlar
  293. 3-Âl-i İmrân 21
    ve yaktulûne : ve öldürüyorlar
  294. 3-Âl-i İmrân 44
    yekfulu meryeme : Meryem'e kefil olacak, bakımını üstlenecek
  295. 3-Âl-i İmrân 47
    yekûlu lehu : ona der
  296. 3-Âl-i İmrân 49
    bi mâ te'kulûne : yediğiniz şeyleri
  297. 3-Âl-i İmrân 64
    fe kûlû : o zaman deyiniz, söyleyiniz
  298. 3-Âl-i İmrân 75
    ve yekûlûne : ve diyorlar
  299. 3-Âl-i İmrân 78
    ve yekûlûne : ve derler
  300. 3-Âl-i İmrân 78
    ve yekûlûne : ve derler
  301. 3-Âl-i İmrân 81
    resûlun : resûl
  302. 3-Âl-i İmrân 101
    resûlu-hu : 'nun resûlü
  303. 3-Âl-i İmrân 103
    kulûbi-kum : sizin kalpleriniz
  304. 3-Âl-i İmrân 112
    ve yaktulûne : ve öldürüyorlar
  305. 3-Âl-i İmrân 124
    iz tekûlu : diyordun
  306. 3-Âl-i İmrân 126
    kulûbu-kum bi-hî : kalplerinizin onunla
  307. 3-Âl-i İmrân 130
    lâ te'kulu : yemeyin
  308. 3-Âl-i İmrân 142
    en tedhulû : girmenizi
  309. 3-Âl-i İmrân 144
    illâ resûlun : resûl'den başka, sadece resûl
  310. 3-Âl-i İmrân 144
    rusûlu : resûller, elçiler
  311. 3-Âl-i İmrân 151
    kulûbi : kalplerine
  312. 3-Âl-i İmrân 153
    ve er resûlu : ve resûl
  313. 3-Âl-i İmrân 154
    yekûlûne : diyorlar
  314. 3-Âl-i İmrân 154
    yekûlûne : diyorlar
  315. 3-Âl-i İmrân 154
    mâ fî kulûbi-kum : kalplerinizde olandan
  316. 3-Âl-i İmrân 156
    kulûbi-him : kalpleri içinde, kalplerinde
  317. 3-Âl-i İmrân 167
    yekûlûne : diyorlar
  318. 3-Âl-i İmrân 167
    kulûbi-him : onların kalplerinde
  319. 3-Âl-i İmrân 181
    ve nekûlu : ve diyeceğiz
  320. 3-Âl-i İmrân 183
    te'kulu-hu en nâru : ateş onu yer
  321. 3-Âl-i İmrân 183
    rusulun : resûller, elçiler
  322. 3-Âl-i İmrân 184
    rusulun : resûller, elçiler
  323. 30-Rûm 9
    rusulu-hum : onların resûlleri
  324. 30-Rûm 59
    kulûbi : kalpler
  325. 31-Lokman 25
    yekûlunnellâhu : 'Allah' derler
  326. 32-Secde 3
    yekûlû : derler, diyorlar
  327. 32-Secde 27
    te'kulu : siz yersiniz
  328. 32-Secde 28
    ve yekûlûne : ve derler
  329. 33-Ahzâb 4
    yekûlu : söyler
  330. 33-Ahzâb 5
    kulûbu-kum : sizin kalpleriniz
  331. 33-Ahzâb 6
    ve ûlûl erhâmi : ve rahim sahipleri, akrabalar
  332. 33-Ahzâb 10
    el kulûbu : kalpler
  333. 33-Ahzâb 12
    ve iz yekûlu : ve söylüyorlardı, diyorlardı.
  334. 33-Ahzâb 12
    kulûbi-him : onların kalpleri
  335. 33-Ahzâb 12
    ve resûlu-hû : ve onun resûlü
  336. 33-Ahzâb 13
    yekûlûne : derler, diyorlar
  337. 33-Ahzâb 22
    ve resûlu-hu : ve onun resûlü
  338. 33-Ahzâb 22
    ve resûlu-hu : ve onun resûlü
  339. 33-Ahzâb 26
    kulûbi-hum : onların kalpleri
  340. 33-Ahzâb 26
    taktulûne : öldürüyorsunuz
  341. 33-Ahzâb 36
    ve resûlu-hû : ve onun resûlü
  342. 33-Ahzâb 37
    tekûlu : söylüyorsun
  343. 33-Ahzâb 40
    resûlu allâhi : Allah'ın resûlü
  344. 33-Ahzâb 43
    min ez zulumâti : karanlıklardan
  345. 33-Ahzâb 51
    kulûbi-kum : sizin kalpleriniz
  346. 33-Ahzâb 53
    tedhulû : siz girmeyin
  347. 33-Ahzâb 53
    fedhulû (fe udhulû) : o zaman girin
  348. 33-Ahzâb 53
    kulûbi-kum : sizin kalpleriniz
  349. 33-Ahzâb 53
    ve kulûbi-hinne : ve onların kalpleri
  350. 33-Ahzâb 60
    kulûbi-him : onların kalplerinde
  351. 33-Ahzâb 66
    yekûlûne : derler, diyecekler
  352. 33-Ahzâb 70
    ve kûlû : ve söyleyin
  353. 34-Sebe 14
    te'kulu : yiyor
  354. 34-Sebe 15
    kulû : yeyin
  355. 34-Sebe 23
    an kulûbi-him : onların kalplerinden
  356. 34-Sebe 29
    ve yekûlûne : ve diyorlar, derler
  357. 34-Sebe 31
    yekûlu : der
  358. 34-Sebe 40
    yekûlu : diyecek
  359. 34-Sebe 42
    ve nekûlu : ve deriz
  360. 34-Sebe 43
    raculun : bir adam
  361. 35-Fâtır 4
    rusulun : resûller
  362. 35-Fâtır 12
    te'kulûne : yersiniz
  363. 35-Fâtır 20
    ez zulumâtu : karanlıklar
  364. 35-Fâtır 25
    rusulu-hum : onların resûlleri
  365. 35-Fâtır 33
    yedhulûne-hâ : ona girerler
  366. 36-Yâsin 20
    raculun : bir adam
  367. 36-Yâsin 33
    ye'kulûne : yerler
  368. 36-Yâsin 35
    li ye'kulû : yesinler
  369. 36-Yâsin 48
    ve yekûlûne : ve derler
  370. 36-Yâsin 65
    erculu-hum : onların ayakları
  371. 36-Yâsin 72
    ye'kulûne : yerler
  372. 37-Sâffât 24
    mes'ûlûne : mesuldürler
  373. 37-Sâffât 36
    ve yekûlûne : ve söylerler, derler
  374. 37-Sâffât 52
    yekûlu : der, söyler
  375. 37-Sâffât 91
    lâ te'kulûne : yemek yemiyorsunuz
  376. 37-Sâffât 151
    yekûlûne : derler
  377. 37-Sâffât 167
    yekûlûne : derler, diyorlar
  378. 38-Sâd 17
    yekûlûne : söylüyorlar
  379. 38-Sâd 29
    ulû el elbâbi : ulûl'elbâb, daimî zikirdeki kimseler
  380. 38-Sâd 84
    ekûlu : ben söylüyorum
  381. 39-Zümer 6
    zulumâtin : karanlıklar
  382. 39-Zümer 9
    ulû el elbâbi : ulûl'elbab, daimî zikir sahipleri
  383. 39-Zümer 18
    ulû el elbâbi : ulûl'elbab, daimî zikir sahipleri
  384. 39-Zümer 22
    kulûbu-hum : onların kalpleri
  385. 39-Zümer 23
    culûdu : ciltler, deriler
  386. 39-Zümer 23
    culûdu-hum : onların ciltleri, derileri
  387. 39-Zümer 23
    ve kulûbu-hum : ve onların kalpleri
  388. 39-Zümer 38
    yekûlunne : derler
  389. 39-Zümer 45
    kulûbu : kalpler
  390. 39-Zümer 71
    rusulun : resûller
  391. 39-Zümer 72
    udhulû : dahil olun, girin
  392. 39-Zümer 73
    fedhulû-hâ (fe udhulû-hâ) : öyleyse ona girin
  393. 4-Nisâ 2
    ve lâ te'kulû : ve yemeyin
  394. 4-Nisâ 3
    teûlû : zulmetmeniz, haksızlık etmeniz, adaletten ayrılmanız
  395. 4-Nisâ 4
    kulû-hu : onu yeyin
  396. 4-Nisâ 5
    ve kûlû : ve söyleyin, deyin
  397. 4-Nisâ 6
    ve lâ te'kulû-hâ : ve onu yemeyin
  398. 4-Nisâ 8
    ulû : sahibi
  399. 4-Nisâ 8
    ve kûlû : ve deyin, söyleyin
  400. 4-Nisâ 9
    velyekûlû (ve li yekûlû ) : ve söylesinler
  401. 4-Nisâ 10
    ye'kulûne : yerler
  402. 4-Nisâ 10
    ye'kulûne : yerler
  403. 4-Nisâ 11
    sulusâ : üçte iki
  404. 4-Nisâ 11
    es sulusu : üçte biri
  405. 4-Nisâ 12
    raculun : erkek
  406. 4-Nisâ 12
    fî es sulusi : üçte birinde, üçte birine
  407. 4-Nisâ 19
    ve lâ ta'dulû-hunne : ve onlara baskı yapmayın, sıkıştırmayın
  408. 4-Nisâ 29
    lâ te'kulû : yemeyin
  409. 4-Nisâ 29
    ve lâ taktulû : ve öldürmeyin
  410. 4-Nisâ 43
    tekûlûne : söylüyorsunuz
  411. 4-Nisâ 46
    ve yekûlûne : ve diyorlar
  412. 4-Nisâ 51
    ve yekûlûne : ve diyorlar
  413. 4-Nisâ 56
    culûdu-hum : onların derileri
  414. 4-Nisâ 56
    culûden : deriler
  415. 4-Nisâ 63
    kulûbi-him : onların kalplerinde var olan
  416. 4-Nisâ 64
    er resûlu : resûl, elçi
  417. 4-Nisâ 66
    uktulû : öldürün
  418. 4-Nisâ 75
    yekûlûne : diyorlar
  419. 4-Nisâ 78
    yekûlû : derler
  420. 4-Nisâ 78
    yekûlû : derler
  421. 4-Nisâ 81
    ve yekûlûne : ve diyorlar
  422. 4-Nisâ 81
    tekûlu : sen söylüyorsun, söylersin
  423. 4-Nisâ 89
    ve uktulû-hum : ve onları öldürün
  424. 4-Nisâ 91
    ve ıktulû-hum : ve onları öldürün
  425. 4-Nisâ 94
    lâ tekûlû : söylemeyin, demeyin
  426. 4-Nisâ 102
    tagfulûne : gâfil olursunuz
  427. 4-Nisâ 124
    yedhulûne : girerler
  428. 4-Nisâ 150
    ve yekûlûne : ve derler
  429. 4-Nisâ 154
    udhulû : dahil olun, girin
  430. 4-Nisâ 155
    kulûbu-nâ : bizim kalplerimiz
  431. 4-Nisâ 170
    er resûlu : resûl
  432. 4-Nisâ 171
    lâ tekûlû : demeyin, söylemeyin
  433. 4-Nisâ 171
    resûlu : Resûl
  434. 4-Nisâ 171
    ve lâ tekûlû : ve demeyin, söylemeyin
  435. 4-Nisâ 176
    es sulusâni : üçte ikisi
  436. 40-Mü'min 18
    el kulûbu : kalpler
  437. 40-Mü'min 22
    rusulu-hum : onların resûlleri
  438. 40-Mü'min 25
    uktulû : öldürün
  439. 40-Mü'min 28
    raculun : bir adam
  440. 40-Mü'min 28
    taktulûne : öldürüyorsunuz
  441. 40-Mü'min 40
    yedhulûne : girerler, konulurlar
  442. 40-Mü'min 44
    ekûlu : ben söylüyorum
  443. 40-Mü'min 47
    yekûlu : derler, söylerler
  444. 40-Mü'min 50
    rusulu-kum : sizin resûlleriniz
  445. 40-Mü'min 60
    se yedhulûne : dahil olacaklar, girecekler
  446. 40-Mü'min 68
    yekûlu : söyler, der
  447. 40-Mü'min 76
    udhulû : dahil olun, girin
  448. 40-Mü'min 79
    te'kulûne : yersiniz
  449. 40-Mü'min 83
    rusulu-hum : onların resûlleri
  450. 41-Fussilet 5
    kulûbu-nâ : bizim kalplerimiz
  451. 41-Fussilet 14
    er rusulu : resûller
  452. 41-Fussilet 20
    ve culûdu-hum : ve onların derileri
  453. 41-Fussilet 21
    li culûdi-him : onların ciltleri, derileri
  454. 41-Fussilet 22
    culûdu-kum : ciltleriniz, derileriniz
  455. 42-Şûrâ 24
    yekûlûne : diyorlar
  456. 42-Şûrâ 44
    yekûlûne : diyorlar
  457. 43-Zuhruf 9
    yekûlunne : derler
  458. 43-Zuhruf 13
    ve tekûlû : ve deyin, söyleyin
  459. 43-Zuhruf 29
    ve resûlun : ve bir resûl
  460. 43-Zuhruf 46
    resûlu : resûl
  461. 43-Zuhruf 70
    udhulû : dahil olun, girin
  462. 43-Zuhruf 73
    te'kulûne : siz yersiniz
  463. 43-Zuhruf 80
    ve rusulu-nâ : ve bizim resûllerimiz, elçilerimiz
  464. 43-Zuhruf 87
    yekûlunne : mutlaka derler, diyecekler
  465. 44-Duhân 13
    resûlun : bir resûl
  466. 44-Duhân 17
    resûlun : resûl
  467. 44-Duhân 18
    resûlun : resûl
  468. 44-Duhân 34
    yekûlûne : derler, diyecekler
  469. 46-Ahkaf 8
    yekûlûne : derler, diyorlar
  470. 46-Ahkaf 11
    se-yekûlûne : diyecekler
  471. 46-Ahkaf 17
    fe yekûlu : o zaman dedi
  472. 46-Ahkaf 35
    ulûl azmi : azîm sahipleri
  473. 47-Muhammed 12
    ve ye'kulûne : ve yerler
  474. 47-Muhammed 12
    kemâ te'kulu : gibi yer
  475. 47-Muhammed 16
    alâ kulûbi-him : onların kalplerinin üzerini
  476. 47-Muhammed 20
    ve yekûlu : ve derler
  477. 47-Muhammed 20
    kulûbi-him : kalplerinin içinde, kalplerinde vardır
  478. 47-Muhammed 24
    kulûbin : kalpler
  479. 47-Muhammed 29
    kulûbi-him : onların kalplerinin içinde, kalplerinde
  480. 48-Fetih 4
    kulûbi : kalpler
  481. 48-Fetih 11
    se yekûlule-ke : sana diyecekler
  482. 48-Fetih 11
    yekûlûne : söylüyorlar
  483. 48-Fetih 11
    kulûbi-him : onların kalpleri
  484. 48-Fetih 12
    er resûlu : resûl
  485. 48-Fetih 12
    kulûbi-kum : sizin kalpleriniz
  486. 48-Fetih 15
    se-yekûlu : diyecekler
  487. 48-Fetih 15
    se yekûlûne : diyecekler
  488. 48-Fetih 18
    kulûbi-him : onların kalpleri
  489. 48-Fetih 26
    kulûbi-him : onların kalplerinde, kalplerinin içinde
  490. 48-Fetih 27
    le tedhulunne : siz mutlaka gireceksiniz
  491. 48-Fetih 29
    resûlu allâhi : Allah'ın resûlü
  492. 49-Hucurât 3
    kulûbe-hum : onların kalpleri
  493. 49-Hucurât 7
    resûlu allâhi : Allah'ın Resûlü
  494. 49-Hucurât 7
    kulûbi-kum : kalplerinizde
  495. 49-Hucurât 14
    kûlû : deyin, söyleyin
  496. 49-Hucurât 14
    kulûbi-kum : kalplerinize
  497. 5-Mâide 4
    fe kulû : o halde, artık yiyin
  498. 5-Mâide 13
    kulûbe-hum : onların kalplerini
  499. 5-Mâide 15
    resûlu-nâ : Resûlümüz
  500. 5-Mâide 16
    min ez zulumâti : zulmetten, karanlıklardan
  501. 5-Mâide 19
    resûlu-nâ : Resul'ümüz
  502. 5-Mâide 19
    en tekûlû mâ câe-nâ : 'bize gelmedi ' dersiniz diye (dememeniz için)
  503. 5-Mâide 20
    mulûken : melikler, hükümdarlar
  504. 5-Mâide 21
    yâ kavmi udhulû : ey kavmim girin
  505. 5-Mâide 23
    udhulû : giriniz!
  506. 5-Mâide 32
    rusulu-nâ : resullerimiz
  507. 5-Mâide 33
    ve erculu-hum : ve ayaklarının
  508. 5-Mâide 41
    yâ eyyuhâ er resûlu : ey Resul
  509. 5-Mâide 41
    kulûbu-hum : onların kalpleri
  510. 5-Mâide 41
    yekûlûne : diyorlar
  511. 5-Mâide 41
    kulûbe-hum : onların kalpleri
  512. 5-Mâide 52
    kulûbi-him : kalplerinde vardır
  513. 5-Mâide 52
    yekûlûne : derler
  514. 5-Mâide 53
    ve yekûlu : ve derler
  515. 5-Mâide 55
    allâhu ve resûlu-hu : Allâh (cc.) ve O'nun Resulü
  516. 5-Mâide 67
    yâ eyyuhâ er resûlu : ey Resul
  517. 5-Mâide 70
    resûlun : bir resul
  518. 5-Mâide 70
    yaktulûne : öldürdüler
  519. 5-Mâide 73
    ammâ (an mâ) yekûlûne : söylediklerinden, söyledikleri sözlerden
  520. 5-Mâide 75
    illâ resûlun : ancak sadece bir Resul
  521. 5-Mâide 75
    er rusulu : Resul'ler
  522. 5-Mâide 83
    yekûlûne rabbe-nâ : Rabb'imiz derler
  523. 5-Mâide 88
    ve kulû : ve yiyin
  524. 5-Mâide 95
    taktulû es sayde : avı öldürmeyin (avlanmayın)
  525. 5-Mâide 109
    fe yekûlu : o zaman, sonra der
  526. 5-Mâide 113
    kulûbu-nâ : kalplerimiz
  527. 50-Kaf 30
    nekûlu : deriz
  528. 50-Kaf 30
    ve tekûlu : ve der
  529. 50-Kaf 34
    udhulû-hâ : ona girin
  530. 50-Kaf 34
    el hulûdi : ebedîlik
  531. 50-Kaf 39
    mâ yekûlûne : söyledikleri şey(ler), söylediklerine
  532. 50-Kaf 39
    tulûı : tulu etme, (güneşin) doğuşu
  533. 50-Kaf 45
    bi mâ yekûlûne : ne(ler) söylediklerini
  534. 51-Zâriyât 27
    lâ te'kulûne : yemiyorsunuz
  535. 52-Tûr 19
    kulû : yeyin
  536. 52-Tûr 30
    yekûlûne : onlar diyorlar
  537. 52-Tûr 33
    yekûlûne : diyorlar
  538. 52-Tûr 44
    yekûlû : derler
  539. 54-Kamer 2
    ve yekûlû : ve derler
  540. 54-Kamer 8
    yekûlu : derler
  541. 54-Kamer 44
    yekûlûne : diyorlar
  542. 56-Vâkıa 47
    yekûlûne : diyorlar, söylüyorlar
  543. 56-Vâkıa 56
    nuzulu-hum : onların ziyafeti, ağırlanması
  544. 56-Vâkıa 93
    nuzulun : ziyafet
  545. 57-Hadid 8
    ve er resûlu : ve resûle
  546. 57-Hadid 9
    min ez zulumâti : zulmetten, karanlıklardan
  547. 57-Hadid 13
    yekûlu : derler
  548. 57-Hadid 16
    kulûbu-hum : onların kalpleri
  549. 57-Hadid 16
    kulûbu-hum : onların kalpleri
  550. 57-Hadid 27
    kulûbi : kalplerde
  551. 58-Mücâdele 2
    le yekûlûne : gerçekten, mutlaka ..... söylüyorlar
  552. 58-Mücâdele 8
    ve yekûlûne : ve diyorlar
  553. 58-Mücâdele 8
    nekûlu : biz söylüyoruz
  554. 58-Mücâdele 22
    kulûbi-him(u) : onların kalplerinin içine
  555. 59-Haşr 2
    kulûbi-him(u) : kalplerinin içine, kalplerine
  556. 59-Haşr 7
    er resûlu : resûl
  557. 59-Haşr 10
    yekûlûne : derler
  558. 59-Haşr 10
    kulûbi-nâ : kalplerimizde
  559. 59-Haşr 11
    yekûlûne : derler
  560. 59-Haşr 14
    ve kulûbu-hum : ve onların kalpleri
  561. 6-En'âm 1
    ez zulumâti : zulmetler, karanlıklar
  562. 6-En'âm 22
    nekûlu : diyeceğiz
  563. 6-En'âm 25
    alâ kulûbi-him : onların kalplerinin üzerine
  564. 6-En'âm 25
    yekûlu : derler
  565. 6-En'âm 33
    ellezî yekûlûne : onların söyledikleri
  566. 6-En'âm 34
    rusulun : resûller
  567. 6-En'âm 39
    fî ez zulumâti : karanlıklar içinde
  568. 6-En'âm 43
    kulûbu-hum : onların kalpleri
  569. 6-En'âm 46
    alâ kulûbi-kum : sizin kalplerinizin üzerini
  570. 6-En'âm 50
    lâ ekûlu lekum : size demiyorum, söylemiyorum
  571. 6-En'âm 50
    ve lâ ekûlu : ve demiyorum, söylemiyorum
  572. 6-En'âm 53
    li yekûlû : derler diye
  573. 6-En'âm 59
    fî zulumâti : karanlıklar içinde
  574. 6-En'âm 61
    rusulu-nâ : bizim elçilerimiz
  575. 6-En'âm 63
    min zulumâti : karanlıklardan
  576. 6-En'âm 73
    yekûlu : der
  577. 6-En'âm 93
    tekûlûne : söylüyorsunuz
  578. 6-En'âm 97
    fî zulumâti el berri : karanın karanlıklarında
  579. 6-En'âm 105
    ve li yekûlû : ve derler diye
  580. 6-En'âm 118
    fe kulû : o zaman yeyin
  581. 6-En'âm 119
    ellâ te'kulû (en lâ te'kulû) : yememeniz, yemiyorsunuz
  582. 6-En'âm 121
    ve lâ te'kulû : ve yemeyin
  583. 6-En'âm 122
    fî ez zulumâti : karanlıklar içinde
  584. 6-En'âm 124
    rusulu allâhi : Allah'ın elçileri, resûlleri
  585. 6-En'âm 130
    rusulun : resûller, elçiler
  586. 6-En'âm 141
    ukulu-hu : o yenilen
  587. 6-En'âm 141
    kulû : yeyin
  588. 6-En'âm 142
    kulû : yeyin
  589. 6-En'âm 148
    se yekûlu : söyleyecekler
  590. 6-En'âm 151
    ve lâ taktulû : ve öldürmeyin
  591. 6-En'âm 151
    ve lâ taktulû en nefse : ve kimseyi öldürmeyin
  592. 6-En'âm 156
    en tekûlû : demeniz (dememeniz, söylemeniz)
  593. 6-En'âm 157
    tekûlû : siz dersiniz
  594. 61-Saf 2
    tekûlûne : siz söylüyorsunuz
  595. 61-Saf 3
    en tekûlû : söylemeniz
  596. 61-Saf 5
    resûlu allâhi : Allah'ın Resûl'ü
  597. 61-Saf 5
    kulûbe-hum : onların kalpleri
  598. 61-Saf 6
    resûlu allâhi : Allah'ın Resûl'ü
  599. 63-Münâfikûn 1
    le resûlu allâhi : elbette Allah'ın elçisi, resûlü
  600. 63-Münâfikûn 1
    le resûlu-hu : elbette onun elçisi, kendisinin resûlü
  601. 63-Münâfikûn 3
    kulûbi-him : onların kalpleri
  602. 63-Münâfikûn 4
    yekûlû : söylerler, konuşurlar
  603. 63-Münâfikûn 5
    resûlu allâhi : Allah'ın resûlü
  604. 63-Münâfikûn 7
    yekûlûne : derler
  605. 63-Münâfikûn 8
    yekûlûne : derler
  606. 64-Teğabün 6
    rusulu-hum : onların resûlleri
  607. 65-Talâk 11
    min ez zulumâti : karanlıklardan
  608. 66-Tahrim 4
    kulûbu-kumâ : ikinizin kalpleri
  609. 66-Tahrim 8
    yekûlûne : derler
  610. 67-Mülk 15
    ve kulû : ve yeyin
  611. 67-Mülk 25
    ve yekûlûne : derler ki
  612. 68-Kalem 4
    hulukın : yaratılış (ahlâk)
  613. 68-Kalem 51
    ve yekûlûne : ve diyorlar
  614. 69-Hâkka 19
    yekûlu : der, söyler
  615. 69-Hâkka 24
    kulû : yeyin
  616. 69-Hâkka 25
    yekûlu : der, söyler
  617. 69-Hâkka 37
    lâ ye'kulu-hu : onu yemez
  618. 7-A'râf 28
    e tekûlûne : ... mı söylüyorsunuz?
  619. 7-A'râf 31
    kulû : yeyiniz
  620. 7-A'râf 33
    ve en tekûlû : ve söylemeniz
  621. 7-A'râf 35
    rusulun : resûller
  622. 7-A'râf 37
    rusulu-nâ : resûllerimiz, elçilerimiz
  623. 7-A'râf 38
    kâle edhulû : girin dedi
  624. 7-A'râf 40
    ve lâ yedhulûne el cennete : ve cennete giremezler
  625. 7-A'râf 43
    rusulu : Resûller, elçiler
  626. 7-A'râf 46
    lem yedhulû-hâ : henüz oraya dahil olmadılar, girmediler
  627. 7-A'râf 49
    udhulû el cennete : cennete girin
  628. 7-A'râf 53
    yekûlu ellezîne : onlar derler
  629. 7-A'râf 53
    rusulu : resûller
  630. 7-A'râf 61
    resûlun : bir resûl
  631. 7-A'râf 67
    resûlun : bir resûl
  632. 7-A'râf 100
    alâ kulûbi-him : kalplerinin üzerini
  633. 7-A'râf 101
    rusulu-hum : resûlleri
  634. 7-A'râf 101
    alâ kulûbi : kalplerinin üzerini
  635. 7-A'râf 104
    resûlun : bir resûl
  636. 7-A'râf 150
    yaktulûne-nî : beni öldürüyorlar
  637. 7-A'râf 158
    resûlu allâhi : Allah'ın resûlü
  638. 7-A'râf 160
    kulû : yeyin
  639. 7-A'râf 161
    ve kulû : ve yeyin
  640. 7-A'râf 161
    ve kûlû : ve deyin, söyleyin
  641. 7-A'râf 161
    ve udhulû el bâbe : ve kapıdan girin (dahil olun)
  642. 7-A'râf 169
    ve yekûlûne : ve derler
  643. 7-A'râf 169
    en lâ yekûlû : söylememeleri
  644. 7-A'râf 172
    en tekûlû : demeniz, demenize karşı (dememeniz için)
  645. 7-A'râf 173
    tekûlû : dersiniz
  646. 7-A'râf 179
    kulûbun : kalpler
  647. 7-A'râf 195
    erculun : ayaklar
  648. 72-Cin 4
    yekûlu : söylüyor
  649. 73-Müzzemmil 10
    yekûlûne : diyorlar, söylüyorlar
  650. 73-Müzzemmil 20
    min suluseyi : üçte ikisinden
  651. 73-Müzzemmil 20
    ve suluse-hu : ve onun üçte biri
  652. 74-Müddessir 31
    kulûbi-him : kalplerinde
  653. 75-Kıyamet 10
    yekûlu : der, diyecek
  654. 77-Mürselât 11
    er rusulu : resûller
  655. 77-Mürselât 43
    kulû : yeyin
  656. 77-Mürselât 46
    kulû : yeyin
  657. 78-Nebe 40
    ve yekûlu : ve diyecek
  658. 79-Nâziât 8
    kulûbun : kalpler
  659. 79-Nâziât 10
    yekûlûne : derler
  660. 8-Enfâl 2
    kulûbu-hum : onların kalpleri
  661. 8-Enfâl 10
    kulûbu-kum : kalpleriniz
  662. 8-Enfâl 11
    kulûbi-kum : kalpleriniz
  663. 8-Enfâl 12
    kulûbi : kalplerine
  664. 8-Enfâl 17
    fe lem taktulû-hum : oysa, halbuki onları siz öldürmediniz
  665. 8-Enfâl 24
    yehûlu : girer
  666. 8-Enfâl 30
    yaktulû-ke : seni öldürürler
  667. 8-Enfâl 49
    iz yekûlu : diyorlardı
  668. 8-Enfâl 49
    kulûbi-him : kalplerinde vardır
  669. 8-Enfâl 63
    kulûbi-him : onların kalpleri
  670. 8-Enfâl 63
    kulûbi-him : onların kalpleri
  671. 8-Enfâl 69
    fe kulû : artık yeyin
  672. 8-Enfâl 70
    kulûbi-kum : kalplerinizde vardır
  673. 8-Enfâl 75
    ve ulû : ve sahipleri
  674. 8-Enfâl 75
    el erhâmi \n(ûlû el erhâmi) : rahimler \n: (rahim sahipleri, akrabalar)
  675. 83-Mutaffifin 14
    kulûbi-him : onların kalpleri
  676. 89-Fecr 15
    yekûlu : der
  677. 89-Fecr 16
    yekûlu : der
  678. 89-Fecr 19
    ve te'kulûne : ve siz yiyorsunuz
  679. 89-Fecr 24
    yekûlu : der
  680. 9-Tevbe 3
    ve resûlu-hu : ve onun resûlü
  681. 9-Tevbe 5
    faktulû (fe uktulû) : artık öldürün, savaşın
  682. 9-Tevbe 8
    kulûbu-hum : onların kalpleri
  683. 9-Tevbe 15
    kulûbi-him : onların kalpleri
  684. 9-Tevbe 29
    ve resûlu-hu : ve onun resûlü
  685. 9-Tevbe 34
    le ye'kulûne : yerler
  686. 9-Tevbe 40
    iz yekûlu : demişti
  687. 9-Tevbe 45
    kulûbu-hum : onların kalpleri
  688. 9-Tevbe 49
    yekûlu'zen lî (yekûlu ezen lî) : “bana izin ver” der
  689. 9-Tevbe 50
    yekûlû : derler
  690. 9-Tevbe 59
    ve resûlu-hu : ve onun resûlünün
  691. 9-Tevbe 59
    ve resûlu-hu : ve onun resûlü
  692. 9-Tevbe 60
    kulûbu-hum : onların kalpleri
  693. 9-Tevbe 61
    ve yekûlûne : ve derler
  694. 9-Tevbe 62
    ve resûlu-hû : ve onun resûlü
  695. 9-Tevbe 64
    kulûbi-him : kalplerinde olan
  696. 9-Tevbe 65
    le yekûlunne : mutlaka derler
  697. 9-Tevbe 70
    rusulu-hum : onların (kendi) resûlleri
  698. 9-Tevbe 74
    ve resûlu-hu : ve onun resûlü
  699. 9-Tevbe 77
    kulûbi-him : onların kalplerinde, kalplerine
  700. 9-Tevbe 86
    ulû et tavli : servet sahipleri, servet sahipi olanlar
  701. 9-Tevbe 87
    alâ kulûbi-him : onların kalplerinin üzeri
  702. 9-Tevbe 88
    er resûlu : resûl
  703. 9-Tevbe 93
    kulûbi-him : onların kalpleri
  704. 9-Tevbe 94
    ve resûlu-hu : ve onun resûlü
  705. 9-Tevbe 105
    ve resûlu-hu : ve onun resûlü
  706. 9-Tevbe 110
    kulûbi-him : onların kalplerinde
  707. 9-Tevbe 110
    kulûbu-hum : onların kalpleri
  708. 9-Tevbe 111
    fe yaktulûne : böylece öldürürler
  709. 9-Tevbe 117
    kulûbu : kalpler
  710. 9-Tevbe 124
    yekûlu : der, söyler
  711. 9-Tevbe 125
    ellezîne fî kulûbi-him : kalplerinde ... olan kimseler
  712. 9-Tevbe 127
    kulûbe-hum : onların kalplerini
  713. 9-Tevbe 128
    resûlun : bir resûl
  714. 90-Beled 6
    yekûlu : diyor, der
  715. 91-Şems 13
    resûlu allâhi : Allah'ın Resûl'ü
  716. 98-Beyyine 2
    resûlun : bir resûl